26 Mart 2010 Cuma

Aylaklığa övgü/sövgü


Bu laf komikmiş: "Oturabiliyorsan ayakta durma, yatabiliyorsan oturma."

'Aylaklığa övgü' haline daha ne kadar devam edebilirim, bilmiyorum. Bertrand Russell, beni anlıyormuş. Tam duruma uygun kitap adı. Evde benden başka biri olunca, düzenim şaştı, üşengeçliğim katlandı. Kendi rutinlerimi yapamadım, mesela sahilde yürüyemedim.

Aylak dediğin ha babam sofra kurup kaldırır, yemek pişirir, bulaşık yıkar, ortalık toplar mı yahu? O kadar da hizmetkâr bir bünye değilim ben. Ha ha! (Abicim sen sakın alınma, bacın yabani bu ara, kusuruna bakmayacaksın.) Aman zaten yemek dediğim de domatesli soğanlı makarna ile salçalı pattizli köfte. Üşenmeyip balık alsaydım hamsi buğulama filan yapardım. "Dışarıda yiyelim" diye tutturdu oğlan, alındım yani. Malzemeler bu kadarına elverdi esteban, gelme üstüme.

Televizyon gündüz kuşağı ise kör bıçakla bileklerimi kesme isteği uyandırıyor. Korkunç! Neyse ki NatGeo sayesinde kunduz, kurt belgeseli filan izliyorum.


Benden sonra çıkarılan arkadaşlara göre bir iş ilanı gördüm, arayıp haber verdim hemen. Daha kendime hayrım yok ama, bari arkadaşlara faydam dokunsun. Bizim işler böyle, olursa tanıdıkla olur. O kariyer sitelerinden bir cacık olur mu, sanmıyorum. Gelelim karşılaştırmaya...


Aylaklığın avantajları (övgüler):
  • Boğaz'a, adalara gidebilmek için hafta sonunu beklemeye gerek yok.

  • İnsan ve araç trafiğine mahkum olma derdi yok.

  • Pazartesi sendromu yok.

  • Sabah erken uyanma, kendini yataktan sökme derdi yok.

  • Ofiste sıkılıp saatleri hatta dakikaları sayma derdi yok.

  • "Ay şimdi evde olsaydım da kitap okusaydım, hava tam sinema havası" gibi şeylere hayıflanma derdi yok.

  • Evdeki fazla giysilerle kitapları ayırma, ihtiyacı olanlara vermek için zaman var. (Enerji de olur bir ara)
Züğürt tesellisi mi diyorsunuz, aa dezavantajlarını da yazacağım ama. Lütfen.

Aylaklığın dezavantajları (sövgüler):
  • "Paranı yok gibi harca" lafını dinleme derdi, "Tazminat ne zaman yatacak yahu?" endişesi var.

  • Ne kadar süreceği bilinmeyen bu molanın belirsizliği, tedirginliği var. Yaşlı akrabaların, bazı arkadaşların "Ay, yazıık!" hayıflanmasına, "Yok ya, yorulmuştum zaten" bahanesiyle karşılık verme derdi var.

  • Gündüz kuşağı programlarının; evlendirme, yemek yapma zorlamalarının korkunçluğuna dayanma derdi var. (En iyisi TV açmamak)

  • İnsanlardan uzaklaşma; fazla gelen ve samimiyetsiz/gereksiz herkesten kurtulma, alınganlaşma derdi var.

  • Hep aynı şeyleri yapıyormuş gibi rutinde boğulma derdi var. (Bu bir klasik, aylak değilken de dertti.)
Övgüye torpil geçtim farkındayım, o kadar motivasyon kıyağım olsun kendime...

Ve çalışmak köleleştirir. Evet.

1 yorum:

  1. bu kitabi kesinlikle edinmeliyim, okumalıyım!

    Yaşasın aylaklık kardeşliği, yaşasın artık aylaklık yapamasa da her daim fırsat kollayanlar!

    YanıtlaSil