23 Mayıs 2010 Pazar

Nefes almak üzerine

Hayatta bazen nefes almakta zorlandığın anlar oluyor. Görülmek, duyulmak, konuşmak bile istemediğin, deniz minaresi gibi tamamen kendi içine kaçtığın, duvarlarına yeni tuğlalar ekleyip yükselttiğin... Anlamakta ve anlaşılmakta zorlandığın anlar; eski neşeni özlediğin, dostlarla güzel anıları hatırlayıp acı acı gülümsediğin anlar... Yazmak bile gelmiyor bazen içinden, her şeyi yırtıp fırlatmak istediğin sıkıntılı zamanlar... Tam düşüyorum derken, bir şeyin seni tuttuğunu hissediyorsun. Bir rüzgar çıkıyor ve dağılıyor kasvet sanki. Bazen eski bir dost oluyor bu, bazen de annen; kimse yoksa eğer, bir süre sonra mecburen sen...

Kendin dahil insanlardan fazla birşey beklememek gerekiyor galiba. Bunca kırgınlıktan, ıssızlıktan, uzaklıktan geriye kalan bu... Yaş ilerledikçe öğrendiğin tek şey bu; kırıla döküle, eksile çoğala yola devam etmek gerektiği... Arkana bakıp durdukça eline bir şey geçmiyor. Avcunda kalanlara bakıyorsun, kalanlar da kayıp gitmesin diye çabalamaya çalışıyorsun, sonra... Bazen ona da boşveriyorsun. Bazıları da diyor ki; hayat nefes aldığın değil, nefesini kesen anlardan oluşur.  Kim bilir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder