28 Mayıs 2010 Cuma

Nerede o eski cumalar


Rutine bağladım, tek kaçış yolu olarak da sıkıcı şeylerden uzaklaştıracak güzel filmler izleyesim var. "The Fall" gibi dev ekranda gördüğümde büyüleneceğim, "V for Vendetta" gibi "Vaay, biraderler yapmış" diyeceğim,  "Garden State" gibi gülümseyerek izleyeceğim, "The Big Lebowski" gibi canım sıkıldıkça seyredeceğim filmler izlemek istiyorum. Son zamanlarda izlediğim iki eğlencelik "The Hangover" ile "500 Days of Summer"dı galiba. Eskisi gibi güzel film mi çekilmiyor yoksa benim mi dünyadan haberim yok ya da "Ah nerede o eski filmler" diyen bir haminne mi oldum?

Diyorum ya rutine bağladım, freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyorum. İşin fenası, enerji kalmadı bünyede. Yeni maskem, çalışan, çok çalışan kız... Annemin gülerek dediği gibi, babetli iş kadını. Bugün topuklu giydim gerçi, lakin canım çıktı, kırık bilek isyan etti. Evet, işyerinde delice çalışan, tırnaklarını çıkarmış "iş arkadaşları"nın tırnaklarını sökemeyeceğini anlayınca da kendi tırnaklarını çıkaran (Catfight başlasın!), Amazon olmaya zorlanan, evine taşıdığı son enerji kırıntısıyla kanepesine uzanan... Kitap okuyamadığı, sahil yürüyüşlerini yapamadığı için kendine sinir olan, arkadaşlarını özleyen, televizyonun karşısında sızan ve her günü böyle geçecek diye korkup bir yandan da her şeye üşenen... Şefi "Sen ne zaman bir şey yazacaksın? Kalemin kuvvetli, yaşlanmayı mı bekliyorsun?" dediğinde nezaket gösterdiğini düşünüp sıkılan... 

Yaşlandım hakkaten be! Hah, TRT'de "Mirket Ailesi" belgeseli. Bayılırım mirketlere! Gördüğüm en komik hayvan! (Üstte bahsi geçen kız, kartal tarafından yakalanan mirket ve onu koruyamayıp "mıyk" sesi çıkarmaktan başka bir şey yapamayan abi mirket için de ağlamak üzere lakin, hakkaten fena oldum be, amaaan!) Kameraman, hayvanlar aç, annesi bile yavrusundan yemek esirgiyor, versenize ordan iki lokma bir şey!


Sahi ne oldu böyle? Eskiden yazmayı severdim ben. Hep bununla ilgili bir iş yapmak istedim, e yaptım da. Peki gerisi? Of, bilmiyorum. Bir cuma akşamı rastladım sana esteban, yorgunum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder