30 Mayıs 2010 Pazar

Perec'leme



Buraya George Perec'ten bir şeyler alıntıladım sanıyordum. Alıntılamamışım, alıntıladıysam da bulamadım. Değişik bir yazar, Oulipo akımından. Kendisini severim, çoğu kitabını da okudum. Tekrar oluyorsa da, olsun. Yalnızlığı, dışlanmışlığı ve varoluş sancısını iyi anlattığını düşünüyorum.

"Uyuyan Adam" (un homme qui dort)da şöyle buyurmuş kendisi:

"... Ne kimseyi görme, ne de konuşma, düşünme, dışarı çıkma, yerinden kımıldama isteği duyuyorsun. Yine böyle bir günde, biraz daha önce, biraz daha sonra, bir şeylerin yolunda gitmediğini, açık konuşacak olursak, yaşamayı bilmediğini, hiç bilmeyeceğini, şaşırmadan keşfediyorsun. İlerlemekten vazgeçtin, ama zaten ilerlemiyordun ki, yeniden yola çıkmıyorsun, vardın sen, daha uzağa gidip de ne yapacağını kestiremiyorsun..."


"... Bir şeyler kırılıyordu, bir şeyler kırıldı. Kendini -nasıl demeli?- dayanıklı hissetmiyorsun artık: Sana bugüne kadar güç veren -öyle sanıyordun, öyle sanıyorsun-, yüreğini ısıtan şey, varoluş duygun, neredeyse önemli olduğun duygusu, dünyaya bağlanma, dünyada kalma duygusu eksikliğini hissettirmeye başlıyor. (...) 

İnsanlardan nefret ettiğin anlamına gelmez bu, ne diye onlardan nefret edesin ki? Ne diye kendinden nefret edesin ki? Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi; keşke hayvanlar aleminden çıkıp atılan o birkaç gülünç adımın bedeli, sözcüklerin, büyük tasarıların, büyük atılımların, o dinmek bilmeyen hazımsızlığı olmasaydı! Karşı karşıya getirilebilen başparmaklara, iki ayak üstünde duruşa, omuzlar üzerinde başın yarım dönüşüne fazla ağır bir bedel bu"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder