18 Mayıs 2010 Salı

Son ütücü aranıyor

Kurumsal işyerlerinin kasan kısmı nedir? Bence spor ayakkabıyla kotu yasaklamaları. Kıyafet, şekil şemal kısmına fazla takılmaları. Misal eski bir işyerimde açık ayakkabı da yasaktı patronun fetişi, daha doğrusu pedikürsüz ayak fobisi yüzünden, yazın iyice kabus oluyordu. Millet de eşek değil, toynakları yerden kıvılcım çıkarır halde gelmez işe herhalde, iğrençliğin lüzumu yok! Al sana özel sektör, keyif adamın değil mi kardeşim, isterse paletle gel der! Aynı adamın karısı, "Bu grafiker çok çirkin, arka tarafa otursun" demişti de, limonatanın pipeti ağzımdan düşmüştü! Bu kadar şekilciliğe pes, bu nasıl laf yahu, iğrençten de öte! Bunu söyleyen de sanırsın Monica Belluci! Herkes tek tip olsun, beyaz gömlek siyah pantolonla gezsin penguen gibi; bu mu prezantabl olmak? Öf, çok sıkıcı!


Neredeyse spor ayakkabıdan başka bir şey giymeyen biri için (bkz ben) kabustur bu spor ayakkabı yasağı. Babet ve kumaş pantolon alışverişi zahmetlidir, adamı yorar, kredi kartı ekstresini katlar. Zira daha fenası, işin bir de ütü kısmı vardır. Aynı kumaş pantolon iki gün üst üste giyilmez, hemen buruşur, diz yapar. İlla ütü gerekir. Ki ütü yapmaktan da nefret ederim! İnce çorapla, file çorapla ya da çorapsız giyilen babetler ise ayağı illa ki vurur, yarabantlarıyla ayaklıktan çıkar zavallı! Ne eziyet yarebbim! Servise sabahın köründe (7) binmek dışında en mühim derdim bu. Kotlarımı özledim. Yaz sıcağında ütü yapmak işkence gibi! 

"Ne yani, derdin bu mu?" demeyin, bu da bir dert. Pantolon çizgisi tutturmaya çalışmak diye bir şey var hayatta esteban ve çift olmayacak, cık, lütfen!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder