31 Temmuz 2011 Pazar

Yorulduk la (Behzat Ç. vurgusuyla)

Bir yorgunluğun daha üstesinden geldik sanırım. Dün işleri bitirmeyen boyacı yüzünden temizlikçi abla gelemedi, tüm evin kabasını süpürmek bana kaldı. Boyacı abi ise o esnada sırıtarak "Sen de pek hamaratmışsın abla" demekle meşguldü. "Sen zamanında bitireydin de, bu cümleyi ben kuraydım" demedim tabii. "Usta, dediğim gibi 3'de çıkıcam, bitmezse paranın kalanını yarın alırsın" diyebildim. Hemen hızlandı ama ne fayda. Usta milleti ne güvenilmez, ne kaypakmış yahu! "Cuma akşamı, yok yarın sabah kesin, olmadı valla yarın öğlen 12de" dedi, cumartesi 3'te hala bitirmemişti.

3'e kadar evi süpür, kan-ter içinde çık, kuaföre git, duş al, giyin, hop Kuruçeşme Divan'dayız. Arkadaşın düğününde... 2 saat önce kan-ter içinde ev süpüren kişi değilmiş gibi şık şıkırdım halde, gelen kanepelerden tat, şaraba ver bünyeyi. Düğün güzeldi, manzara nefisti, gelin pek hoştu... Mutlu olsunlar her daim. Sevgili, kendisini merak eden arkadaş taifesinin eşleriyle de kaynaştı. Hop 2 göbek at, 3 foto çektir; zırt eve gel. Gelinle damat Bali'ye, biz eve.

Sabah temizlikçi ablanın telefonuyla uyan, yeni evin temizliğine girişilsin, akabinde nakliyeciler ve eşyalar gelsin... Akşamüstüne kadar didin, yorgun argın çık. Yeni evdeki hayatın nasıl olacağını hayal edip sırıt... İşte yuva ile ev farkı.



Ha bu arada, cuma akşamı yukarıdaki (üst kattaki) ruh hastasının karşı markettekilere salça kavanozu atmasının ardından, benim balkona da domates ve yumurta isabet ettirmesi sonucu delirmemi atladım galiba. Polis çağıracağımı söylerken, hala eline geçeni aşağı fırlatıyordu. Direkt 155'i arayıp polis çağırdım, yönetici ve manyağın ev sahibiyle konuştum, şimdi de bütün apartman deliyi attırmak için imza topluyor. Ruh hastasını yeni istikametine postalamak tek amacımız. Defolasıca.

Bence polis yerine tımarhaneyi aramalıydık. Polis 5 dakikada geldi, komşularla market çalışanları da şikayetlerini iletti; tabii ki polise kapıyı açmadı göt. Evde bağırıp çağırdığı kedisinin kuyruğunun altına saklanmıştır.

Polis de "Bu kaçıcı gelişimiz, imza toplayıp savcılığa dilekçe verin" dedi. Amerikan filmlerindeki gibi "Höyt NYPD, açın la" diye eve girmek nerdee... Şimdi de bütün apartmana "İnsan olan bunu dinlemez" dedirten şeyler dinletiyor bangır bangır. "Biri bir şey dese de üstüne işesem" derdinde.Koymuştur hoperlörü camın önüne.

Neyse.

Menemen balkonu temizledik, cillop  gibi oldu. Oğlanlar attı kendini serinliğe. Ama ruh hastası bir daha bir şey atarsa balkona, direkt kendisini oltayla aşağı çekip alma fantezileri kuruyoruz. Olmadı su tabancasına tuz ruhu doldurup yukarı sıkarım, fısır fısır erir manyak. Madem evden çıkmıyor, kapıyı kimseye açmıyor... Bütün deliler mi bizi bulur yahu! Defolun gidin be hayatımızdan! Neyse ki kurtuluyorum bu bok apartmandan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder