18 Ekim 2011 Salı

Bir tost nelere kadir


Neyse ki, öğle yemeği yerine biraz önce hüplettiğim sucuklu kaşarlı tost, sinirimi az biraz azalttı. Bir de bey, acil durum müdahalesi yapıp aradı. Sesini duymak iyi geldi. Oyh, ya sabır yareppim.

Yeni evli muhabbetinde, yetişilmesi zor mevzulardan biri de fotoğraf meselesi. Her arayan “E noldu fotoğraflar?” diyor. E duruyorlar. Fotoğrafçının hazırlayacağı albümler hoşumuza gitmedi. Nasılsa tüm fotoğraflar bizde, kendi istediğimiz gibi bir şey hazırlayıp bayramdaki aile ziyaretlerinde teslim edeceğiz. Dicıtıl değil, selülozlu filan. Elde tutulur cinsinden. Bir yıldönümü dergisi, bir de yıldönümü kitabından sonra albüm yapmak nedir ki? Aile için öneminin ve değerinin farkındayız elbet, lakin fırsat olmadı.

Acıktım yine. Evde yemek yapmak keyifli bir şey. Yakında istediğimiz yemek masasını alınca, iki kişilik keyfimize dostlarımızı da dahil edeceğiz. Eksikler tamamlanıyor yavaştan. Donduran havanın güzelliği, evi düzenlemek için daha fazla fırsat yaratması. Yeni koltukla, herkesin yatacak/yayacak bir koltuğu oldu :) Oğlanlar da bizi ve koltukları paylaşıyor, yayıp duruyorlar.

O halde Pyro gelsin, şu an onu dinliyorum; paylaşayım naçizane…

2 yorum:

  1. sana yeni bi karışık kaset yapma zamanı gelmiş, du bakayım.

    YanıtlaSil
  2. olur, yanına karışık tost da olur. hayır demem yani.

    YanıtlaSil