19 Ocak 2012 Perşembe

Feeling good

Sabahları uyanamıyorum. "Daha çok uyku, daha çok, daha çok" diye diye alarmı kapatıp uyumaya devam ettim dün. Amaaan geç kalırsam da kalırım. Kaldım da netekim. Zerre vicdanım sızlamadı. Gittim, deli gibi çalıştım, oturmaktan dibim uyuştu, o derece.

Akşamüstü de yine tam iş çıkışına yakın zamanda başlayan kar, milleti paniğe gark etti. Mesai bitimine yarım saat kala, mahsur kalmayalım la burda diye kaçtık. Geçen sefer ben yırttım ama Boğaz Köprüsü'nü yürüyerek geçen arkadaşlar olmuş. Fırladık, yarım saat sonra durdu kar, yanlış alarm. Olsun.

Eve attım kendimi; kuzu sağolsun, yemek hazırdı. Ben de akabinde kestane pişirdim. Anne usulü, önce haşla, sonra fırınla. Mis. Pek severim. Yarım kilo yiyince şişlik yapıyor lakin.

Neyse, geldim bugün yine tükkana. Söyledim sıkma portakal suyu, boğazım acıyor. Enerji gelirse, şu yıllık raporu bitirmeye mecalim olur belki. Bütün yıl boyunca yaptığımız işleri raporlamamız gerekiyormuş. Oh oh, nefis. Aralık'tan başladım, geriye doğru gide gide Mayıs'a geldim. Az kaldı az. (Di mi?)

Kalmış şurda cumaya bir gün, enseyi karartmayalım. Nina Simone'dan gelsin o vakit.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder