18 Şubat 2012 Cumartesi

Asit kurbanı kadınlar

Dünya Kadınlar Günü yaklaşıyor, "Kadınlar çiçektir böcektir, hadi pırlanta alın onlara" mavalları başlamadan yazmak istedim bunları.

Kadınlara karşı işlenen şiddet suçlarına karşı doğru düzgün bir şey yapılmazken, töre cinayetleri, nefret suçları almış yürümüşken, çatır çatır vurulup öldürülürken kadınlar; 8 Mart'ta dağıtılan karanfillerin yapmacıklığı neyi çözer bilmiyorum.

Kadına şiddet konusunda birçok şey duyuyor, okuyoruz. Ancak Banu Tuna'nın bugün Hürriyet'in
Cumartesi ekindeki yazısını okuyunca dehşete kapıldım. Evet, keyifle gazete okurken böyle şeyler okumak insanı irkiltiyor, irkiltmeli de...

Bu nasıl bir vahşet, bunu yapanlar insan mı; anlamakta zorlanıyorum. Hani Bergen diye bir şarkıcı vardı hatırladınız mı? Acıların kadını.Sağ gözünü eski sevgilisinin kezzap fırlatması yüzünden kaybetmişti. Hep o gözünü saçıyla kapatarak poz verirdi. Öldü gitti kadıncağız sonra. İşte Pakistan'da binlerce var Bergen'den...

Haberdeki fotoğrafları internetten buldum. Biz bakmaya dayanamazken, bu kadınlar nasıl bir acı yaşıyor kim  bilir...


Zekiye’nin yüzünü kurtarmak

Bizim dikkatimiz The Artist, George Clooney, Demir Leydi ya da Michelle Williams’da. Ama Oscar’ın sessiz sedasız bir talibi daha var: Kısa belgesel dalında yarışan ‘Saving Face - Bir Yüzü Kurtarmak’. Pakistan’da her yıl asit saldırısına uğrayan, çoğunluğu kadın ve çocuk 150 kişiden Zekiye’nin ve yüzünün yeniden yapılışının hikayesi

Eylül 1997’de, sabaha karşı daha 8 yaşındaki kızı Kauser’le uykudayken evleri basıldı. Saldırganlar ona ve kızına asit attı. Haleema’nın yüzü ve kolları, kızının kulağı tamamen yandı. Saldırganlar yakalanamadı. 

Manzoor Attiqa 22 yaşında bir genç kadındı. Kocası Maqsood Ahmad ile 2 yaşında bir kızları vardı. Kocasının ailesi evliliğinin başından beri şiddet uyguluyordu. Zalimlikleri 26 Nisan 2006’da zirveye ulaştı. Kayınvalidesi, görümcesi ve kayınbiraderi üzerine asit attı. Sonra da bir odaya kitlediler.

Hastaneye götürdüklerinde akşam olmuş, asit derisini ve kemiklerini eritmişti. Kocasının ailesinden kimse ceza almadı.

SALDIRGANLA EVLENDİ

Shamim, üç çocuklu bir duldu. Evlenme teklifini reddettiği bir adamın saldırısına uğradı. 18 Eylül 1993’te, yanında 8 aylık kızıyla uyurken, adam bir arkadaşıyla evine girip üstüne asit döktü. Kızı da kendisi de fena şekilde yandı. Mahalle baskısı yüzünden kendisini sakat bırakan adamla evlenmek zorunda kaldı.



Asit, kadına karşı şiddetin yaygın kullanılan silahlarından. Bizde asit yerine kezzap denir. Daha birkaç ay önce Diyarbakır’da, kocasından boşanmak isteyip evi terk eden Rojda’nın yüzüne kezzap atılmıştı. Pakistan’da yılda 150 kişi asit saldırısına uğruyor. Gerçeğin bunun çok çok üstünde olduğu tahmin ediliyor. Öyle ki, bu konuda hizmet veren sivil toplum örgütleri var. Saldırganlar genellikle reddedilen erkekler ya da aile içi şiddet uygulayan kocalar.

Mohammed Jawad, Pakistan asıllı İngiliz bir plastik cerrah. İngiltere’de pek meşhur çünkü Katie Piper’ın yüzünü düzelten o. Piper’ın hikayesini geçen sene yazmıştım. O da silah olarak asiti seçen bir sevgilinin kurbanıydı. Hayal ettiği televizyon kariyerinde hızla yükselmişti ama umduğu gibi güzelliğiyle değil trajedisiyle. Hayatı belgesel oldu. ‘Katie: Benim Güzel Yüzüm’ tam 3.3 milyon kişi tarafından izlendi. Sonra da ‘Katie: Benim Güzel Arkadaşlarım, isimli bir TV programı yapmaya başladı. Bir vakıf kurdu, hikayesini anlattığı kitabı çok sattı.

İLK KEZ CEZA ALAN ADAM

Katie’ye sayısız ameliyat yapan doktor Jawad’ın dört yıl önceye kadar asit kurbanlarıyla tecrübesi yoktu. Doğup büyüdüğü Pakistan’da olup bitenlerden de habersizdi. Ta ki, Londra’nın merkezindeki prestijli kliniğinde çalışırken içeri Piper girene kadar. Tüm eğitimine rağmen şok oldu. Anavatanında kadınların sistematik asitli saldırılarda sakat kaldığını öğrenince, her üç ayda bir gitmeye başladı. Bağımsız kliniklerle çalışıyor, hayat kurtaran ameliyatlar yapıyor. 39 yaşındaki Zakia (Zekiye) da o kadınlardan, hatta ilki. O da boşanmak istediği kocasının saldırısına uğramış.

Oscar yarışındaki belgesel Saving Face, Zakia ile Rukhsana’nın (25) iyileşme sürecini ve saldırganları adalet önüne çıkarma mücadelesini anlatıyor. Zakia’nin kocası ilk kez ceza alan kişi; iki kez ömür boyu hapse mahkum edildi. Rukhsana’ya saldıran da kocası ve ailesi. Önce asit atmışlar, sonra da gaz döküp ateşe vermişler. Çocuklarına tek başına bakacak durumda olmadığı için hala onlarla yaşıyor. Elbette kimse ceza almamış.

Daniel Junge ile Sharmeen Obaid-Chinoy’un çektiği belgeseli buralarda izleme şansımız olur mu bilmiyorum. Dünyanın hiç de uzak olmayan bir yerinde yaşananları bilin istedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder