11 Temmuz 2013 Perşembe

11 Temmuz 1995, Srebrenica

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da blog sayfasını, yıllar önce izlediğim belgeseldeki kadın için yazdığım bir yazıyla Srebrenica acısına bırakıyorum. Beni darmadağın etmişti o belgesel. O kadının hali günlerce rüyalarıma girmişti.

18 yıl geçmiş aradan. Dünyanın gözü önünde katledilen, aralarında can dostum Dzeneta'nın babasının da olduğu binlerce insanın anısına... O korkunç utanca... 



"Televizyonda bir kadın ağlıyor... İki gözü iki çeşme, göğsü körük gibi inip kalkıyor... Ama yine de anlatıyor. 19 yaşındaki oğlunu vurmuşlar önce. Sonra küçük oğlunun, 16 yaşındaki evladının kurşuna dizilerek öldürülüşünü haberlerde izlemiş. Bilmeden... Sırp askerlerce ormanlık yere götürülen oğlu, önündekilerin kurşuna dizilişini izlemiş önce.Y ardım ister gibi sağına bakarken onu da vurmuşlar. Elleri arkadan bağlı... Düşüyor yere.

Defalarca aynı görüntü ekranda. Diğerleri kurşuna dizerken, biri de bunları kaydetmiş! İnsanın kanı donuyor. Bu izlediğimiz bir film değil, 'stop' denip yeniden çekilecek bir sahne yok! Sırtındaki deliklerden kan fışkıran çocuk, ayağa kalkmayacak bir daha. Öldüğünden emin olmak istedikleri için, yerde cansız yatarken kafasına kurşun sıkılan çocuk artık öldü. Diğer binlercesi gibi... Bu ne vahşet! Ne kin! Ne acımasızlık! O da Avrupa'nın göbeğindeki soykırımın kurbanı oldu, hiç suçu yoktu ki... Onu kimse korumadı, koruyamadı. Annesi bile... Kimse yönetmen gibi 'stop' demedi, durdurmadı. Katliamı izledi. İzledik. Film gibi. Sorumluları firarda, bulunmadı, cezalandırılmadı. Gözyaşları 13 yıldır dinmedi.

Annesi anlatıyor, "Onu rüyamda görüyorum, pencereden bakıyor, yardım ister gibi. 'Oğlum neden geri geldin?' diyorum. 'Seni öpmeyi unuttum' diyor"... İnsan 13 yıldır ağlar mı? Bu kadın ağlıyor... Mavi kelebekler toplu mezarlarda açan çiçeklere konuyor, insanlardan arta kalanlar 13 yıl sonra teşhis edilip toprağa veriliyor. Ne büyük acı, ne bitmez utanç... Ne büyük acizlik... İnsanlar mavi kelebeğin izinde; artık tek istedikleri, sadece başında dua edip ağlayacakları bir mezar... Çok mu?"



* Alta sonradan eklediğim de, Dzeneta'nın paylaştığı. Bunu bilmiyordum, bilmediğimiz daha neler var kim bilir...

"Bu sene modern Avrupa tarihinde yaşanan en büyük insanlık trajedisinde, Srebrenica Soykırımı'nda kaybettiğimiz en küçük şehidimiz de defnedilecek. Doğduktan sadece birkaç saat sonra öldü denilen bebeğin cesedi toplu mezarlardan birinden çıkarıldı. Annesinin isteği üzerine, mezar taşında Fatima ismi yazılacak. 

Bugün Srebrenica Soykırımı'nda hayatını kaybeden ve kimlikleri tespit edilen 409 kişinin daha cenazesi kılınacak, toprağa verilecekler. Huzur bulacaklar... Unutmayalım, unutturmayalım. ‪#‎DontforgetSrebrenicaGenocide‬"

Fatima da huzur içinde uyusun...

4 yorum:

  1. Bu katliamı tüm dünya canlı olarak izlemişti..suçlu herkes..ben de bununla ilgili bir yazı hazırlıyorum bugün..unutmamak,unutturmamak için..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, film gibi izlemiş ve kılını kıpırdatmamıştı... Unutulmasın, unutturulmasın diyoruz ama hala cenazesi toplu mezarlarda olan bir sürü insan var. Ve yakınlarına dua edecekleri bir mezarı bile çok görüyorlar hala.

      Sil
  2. verba tırnak içindeki alıntıyı nereden aldığını sorabilir miyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sorabilirsin elbette dilvin, yıllar önce ekşi sözlük'e yazdığım bir yazı o.

      Sil