24 Temmuz 2013 Çarşamba

Bitse de gitsek


Poyraz bitti, kavurucu sıcak geri döndü İstanbul'a. Oysa rüzgarla gayet de mutluydum. Yaz bitiyor, yorulduğumu ve sıkıldığımı müdürüm bile fark etmiş. Şaşırdım. Geçen gün "Tatile ihtiyacın var senin" dedi. Millet üçüncü iznine çıkarken beni düşünüp halime üzüldüğü için mi söyledi yoksa "Artık iki satırı bile bir araya getirip bir şey yazamaz oldun" mu demek istedi, bilemedim... Eh, sözünü dinleyip tatil sezonunu açayım.

Sıcaktan mı, heyecandan mı; bu ara uykuyla aram yok. Kafam sürekli bir şeylerde, gidiyor geliyor aklıma gelen bir şeyi bavula tıkıştırıyorum. Saçaklı'nın yolladığı ayılı bavul etiketini pek sevdim. Bavulu satın aldığımın ertesi günü postayla gelmesi hoş bir tesadüf oldu; akşam eve gidince taktım hemen :) Bu sabah da uyku tutmadı, döne döne debelenirken sabah ezanı okunmaya başladı. O ka erkenmiş meğer saat. Kalktım, bavula birkaç bir şey daha tıkıştırdım. Gideceğimizi hissetmiş gibi (ki bir dostum "Hissederler" dedi)  3 gündür bana yapışan, bumerang gibi atınca geri gelen Yoda ve Obi'ye ilgi gösterdim. Mıyk mıyk, tüylü duygusallar.

Biletix'e bakındım; konser programlarına pek alaka göstermiyormuşum ne zamandır. Roger Waters, Rock'n Coke, Placebo filan; heyecanlı şeyler oluyormuş meğer. Bey, eski ve ünlü o kocaman grupların artık işi şova döktüğünü söyleyip burun kıvırsa da, denk getirdiklerimize biletleri aldım bile... "Roger Waters konserinde millet yıksın diye duvar öreceklermiş" dedi bir arkadaşım yemekte, kocaman kocaman açtım gözlerimi; valla?! Daha önceki gelişinde Kuruçeşme Arena'da izlemiştim kendisini, leziz bir konserdi evet. Ama artık Kuruçeşme Arena da yok, benim stadyumda konser izleyesim de...

Sonrasında vaktim olmayacak diye bayram kartpostallarını bugün postaya verdim. Babamın yıllarca her bayram ve yılbaşı öncesi, özenle kartları yazıp zarflara yerleştirişi geldi gözümün önüne. Yapılacak-alınacak listelerim gibi, kartpostal-mektup düşkünlüğüm de ona çekmiş galiba... Postanede komik bir memure vardı. Ağzı ısrarla yapışmayan bir zarfla epeyce mücadele etti. Sıvı yapıştırıcı sıktı, sonra o iğrenç şey her yere aktığı gibi zarfı da yapıştırmadı. Yan bankodan aldığı başka bir yapışkanı denedi, o da foşurt diye fazla akınca zarfın içine doldu sanırım bir miktar. Akıbeti ne olacak o zavallı zarfın, bilmiyorum. Koskoca postanede istediğim sayıda pul olmadığını duyunca bozuldum, beni neşelendirmek için makineden geçirip "Bakın, böyle de güzel oluyor" deyince sırıtmadan edemedim. Uğraştı yani kadıncağız el yapımı kartpostallarım için...

Böyleyken böyle... Yukarıdaki görseli de nerede gördüm hatırlamıyorum ama hoşuma gitti. Sonra bir yerlerde de şu cümle çıktı karşıma, kafamı salladım:

"İnsanlar söylediklerinizi ya da yaptıklarınızı unutur, ama onlara neler hissettirdiğinizi asla unutmaz."
Maya Angelou

2 yorum:

  1. :)) çok güzel bir yazı olmuş, iyi tatiller..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler, tatilsizlik iyice başıma vurmuş :))
      herkese şahane günbatımlı, çakıltaşlı, uçuş uçuş, renkli tatiller...

      Sil