19 Kasım 2013 Salı

Jonestown

Yaşarken Yazılan Tarih sayfasını takip ediyorum Facebook'ta, bir sürü şey öğreniyorum oradan. Mesela dün, 35 sene önce gerçekleşen; belki benim gibi sizin de bildiği o korkunç  olayın yıldönümüymüş. Okuyunca kan donduran cinsten. 

18 Kasım 1978'te Güney Amerika’da, Guyana ormanlarında vaiz Jim Jones önderliğinde komün hayatı yaşayan "Halkın Tapınağı" isimli tarikatın 276’sı çocuk 911 üyesi zehir içerek topluca intihar etmiş. Daha doğrusu, Jim Jones tarafından intihara ikna edilmiş.

Müridler siyanürlü kokteyl ve enjektörler vasıtasıyla intihar ederken, koltuğunda ölü bulunan Jones'un kendini silahla vurduğu görülmüş. Ölümlerinin son derece kutsal olacağını söyleyerek son konuşmasını yapan Jones'un, bu konuşmasının ses kaydı bulunmuş.



Jonestown toplu ölümü, tüm dünyayı ayağa kaldırmış ve 11 Eylül saldırısına kadar ABD tarihinin en büyük ölçekli doğal olmayan felaketi olarak kalmış. 911 insan... Benzer bir korkunç olay için bkz Charles Manson.

911 insanın aynı anda hayatının son bulduğu olayla ilgili İngilizce bir belgesel seyretmek isterseniz buraya, başka fotoğraflar içinse şuraya tıklayabilirsiniz. Videoda çocuk korosu filan var, insan başta bu kadar korkunç olacağını düşünemiyor. Toplu histeri hali. Evet ruhları, güçleri vardı; ne oldu onlara?

Bu konuyla ilgili yorum yapan bir profesörse şöyle demiş:

"Olay sayılabilecek olan intihar değildir, neredeyse mantığa uygundur o. Çünkü Halkın Tapınağı üyeleri tarikata girdikleri andan itibaren kişiliklerini şeyhleri  Jim Jones'un ellerine teslim ettikleri için, birey olarak zaten bir çeşit ölüydüler. Tarikatın içinde erimek yolunu seçmişlerdi, fiziksel olarak yok olmaları işin bir gereğiydi artık, hatta mantığa uygun sonucu..."

Onca insanın intihar etmesi ya da intihara zorlanması inanılacak şey değil; çok korkunç. Akıl yitirtecek ölçüde hem de. Geçenlerde Holywood yıldızlarının tarikatlardan kurtuluş hikayesi vardı gazetede. Onlarınki biraz da şımarıklıktan, çok ün-çok para-n'apacağını bilememe hali... Tarikat mevzuları ziyadesiyle ürkütücü. İnsanların beyninin böyle yıkanabilmesine, çaresizliklerinden ya da mutsuzluklarından böylesi acımasız şekilde faydalanılmasına inanamıyorum. Acayip bir hipnoz hali mi ne?


Guyana ormanlarında öldürülen insanların durumu Holywood yıldızlarınınkinden daha korkunç elbette. Sadece zihnini böylesine teslim edebilmek, kendini bir insana böyle adayabilmek ürkütücü. Durum bizde de yıllardır tartışılır. 

O yüzden kendini dünyanın en yakışıklısı ilan edip çevresindeki botokslu hilkat garibeleriyle inşallah'lı maşallah'lı "sohbet eden" malum şahsa bu kadar sempatiyle bakıp videolarını filan paylaşamıyorum. Çok mide bulandırıcı. Çocuklarını okumak için şehir dışına gönderip bunların kucağına bilmeden atan ailelerin durumu ise çok acıklı. Bu yurtlara ses çıkaran olmuyor nedense...

2 yorum:

  1. olayın özü bir şeye kendini fazlaca kaptırma hali... bunlar kadar kötü sonuçlu değil ama yogaya, reikiye falan kendini kaptırıp olur olmaz her şey için "yanlış diye bir şey yok bunların olması gerekiyormuş" diyen duydum ben... zaten boşlukta olan kişilikler tutunacak bir dal bulup koparana kadar asılıyor sanırım, evlerden ırak!
    ben de 'yorum yazmazsa ölecek' hastalığına yakalandım mesela... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bence birine/bir şeye kendine bu kadar kaptırma/adama hali, ürkütücü... insanların kendi iradelerini yok eden, onları başka bir şeye hiç düşünmeden teslim etmesi fena. "olması gerekiyormuş, oldu" lafı da kadercilik gibi geliyor bana. sorgulama hali bir yerden sonra insanı çıkışsız bırakıyor, cevabını veremeyeceğin sorularda boğuluyorsun. o yüzden kabulleniyorsun mecburen. işte, hangi dala tutunduğun mühim. yanlış dalın altı uçurum, mafazanallah! seninki ise zararsız, geçer de bence, üzülme :)

      Sil