28 Nisan 2014 Pazartesi

Banksy ve İzmir

Banksy'den "iletişim çağı" güzellemesi
Parmak arası terlikle gezenler diyarı İzmir'den kapkara göklü, yağmurlu İstanbul'a gelince insanın feleği şaşıyormuş. Hele bir de tatilden işe dönünce...

İzmir'de bol bol gezip dinlendim. Annemle vakit geçirmeyi de özlemişim. Beraber gitmediğimiz ne kitap fuarı kaldı, ne de otlarla dolu Bostanlı pazarı... Bir sürü şey pişirmiş annem, bir kısmını mideye indirip bir kısmını da yanımda getirdim. 7 tane enginarı 5 TL'ye satıyorlar İzmir'de, İstanbul'da ise utanmadan tanesine 5 TL diyen var. Tanesi 70 kuruş nerde, 5 TL nerde... Ayıptır. Arada babamın mezarını yaptırmak gibi işleri de hallettik. Ayak ucunda dikili bir ağacı da var artık.

İzmir'in havasında insanı rehabilite eden bir şey var galiba, sağlığım bile düzeldi. Hava değişimi candır, anne yanı da öyle. İşi bir an bile düşünmedim, ofis yansa umrum değildi; en güzeli de oydu sanırım. Oh be. Ama sayılı gün çabucak geçti, döndüm yine tükkana. Evi, beyi, oğlanları özlemişim. Onlar da beni özlemiş, bütün hafta sonu tepemden inmedi Yoda. Sevinçten gözleri ışık saçtı. Obi de minderimi sahiplenmiş hemen.



2 yorum:

  1. Obi son fotoda büst gibi duruyor ya, çok güldüm :D Ah enginarrrrr, baklalı mı, garnitürlü mü, İzmir'liler ne ok enginar tarifi bilir, İstanbul'da anca içini oy bezelyeyi patatesi havucu dürt.. Hoş o da güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Obi onun üstüne tüneyip poz vermeyi pek seviyor bu ara, fotoğraf çekmek için yanaşınca da utanıp iniyor hemen :)

      Sever misin sen de, ben bayılırım! Baklalı da, bezelyeli-pattizli de yaparız ama sırf soğanla da lokum gibi oluyor. Bu ara sade soğanlı yapıp yedik, annem sağolsun enfis yapar. Yazın yolunuz düşerse İzmir taraflarına kaçırma ye, olmadı bize gel; beraber yiyelim :)

      Sil