5 Eylül 2016 Pazartesi

Eylül küsmesi


“Sonra içime ve hatta dışıma kapandım. Küsmek gibi bir şey. Bir çeşit gölge fesleğeni. Bir çeşit olmayan hayat. Zaten hiçbir şeyi kararında bırakamamak ve ortasını bulamamak gibi bir sorunum var benim."
Didem Madak

Didem Madak'ı geç tanıdım, bu da benim ayıbım. Gerçi insan ayıpların üst üste dizse, ucu aya değer. Madak'ın yukarıda yazdıklarını yakın buldım kendime. İçime dokundu. Bugünlerde Barış Manço'nun "Cacık" şarkısındaki gibi hissediyorum. "Hani ince kıyım doğrasalar beni, Akdeniz cacık olur diyorum. / Böyle cacığa rakı mı dayanır?" 

Rakı içmeyeli de çok oldu. İşte bunlar hep ondan.

Peşpeşe günlerde doğduğum, evlendiğim, ardımdaki dağı -babamı- kaybettiğim; bir türlü sevemediğim, gelişine de alışamadığım Eylül geldi yine. Ve yine hazırlıksız yakalandım. Gözümü kapatsam, Ekim gelmiş olsa...