30 Eylül 2013 Pazartesi

Babam...

Güle güle babacığım...
26 Ocak 1946 - 20 Eylül 2013
Buraya yazdığım en zor yazı bu herhalde. Allah daha zorlarını yazdırmasın. Lütfen... Yazarsam iyi gelir belki dedim. Annemle abime yazdığım mektuplar, blog... belki biraz azalır içimin sızısı.

"Sizin hiç babanız öldü mü?"

Hayatın, bu soruya bu kadar çabuk evet dedirteceğini düşünemezdim hiç... Babamı 10 gün önce yitirdik. Doğumgünümden 4 gün sonra. Daha 67 yaşında. Beyin kanamasından. Pıttadanak. Pıt, diye bırakıp gitti bizi. Hep öyle derdi, "Pıt diye gideyim ben, öyle senelerce yatmak filan çok fena be gülüm..."

Gidişinden 2 gün önce telefonla konuştuğum, 4 gün önce ise annemle birlikte yolladıkları doğumgünü çiçeğini masamda bulduğum babam, bizi bırakıp gitti... 10 gün yatağında, onun tarafında uyudum. Sanki 10 gündür başka bir gezegendeydim de, şimdi dünyaya inmek zorunda bırakıldım. Bu muymuş büyümek, böyle bir şey miymiş? 35 yaş, çok zalimmişsin!

Günlerdir sarhoş gibiyim... 20 Eylül sabahı beş buçukta abimden aldığım "Babam hastanede, durumu ciddi; gelebilirsen iyi olur kuzu" telefonu; sersem tavuk gibi evin içinde koşturup üstüme giyecek bir şey bulamamam, havaalanında eşimle çaresizce uçak bekleyişim, ağlayarak güvenlik kontrolünden geçişim ve İzmir'de daha eve varmadan takside birinden duyduğum "Cumartesi mi kalksaydı acaba cenaze, ikindi çok erken. Allah taksiratını affetsin. Aa, senin haberin yok muydu?!" cümlesiyle kopuş... NE?! CENAZE Mİ??! Meğer üzülmeyeyim diye kimse bana söylememiş...

Ben bütün yol boyunca "Dayan baba, gitme baba, bizi bırakma baba" derken, o çoktan almış başını gitmiş şarkıdaki gibi... Bana yazı yazmayı, kitap okumayı, doğayı, hayvanları sevdiren; mektup-kartpostal yazma alışkanlığını kazandıran, çenemin düşüklüğünü, tertip-düzen ve tatlı sevişimi çektiğim temiz kalpli, iyi yürekli babacığım; ışıklarla uyu... Ruhun huzur içinde olsun. O komik anılarınla, esprili laflarınla hatırlayacağız seni. Adına diktiğimiz fidanlarla yaşatacağız... Koca bir orman olacak o fidanlardan.


Babam, kucağında Obi ile...
Babam, Obi, Yoda...





















Daha söyleyecek çok sözüm vardı sana, bıcır bıcır anlatacaktım küçükken olduğu gibi; daha çook sarılacaktım sımsıkı, kitaplığını kurcalayacaktım, gözün gibi koruduğun fotoğraflarına bakacaktık birlikte, bana eski günleri anlatacaktın, annemle tatlı tatlı takılacaktınız birbirinize, kıyamadığın arabanı teslim edip direksiyon dersi verecektin bana yine, tatlıları gizli gizli atacaktın ağzına, ağaçlarla çiçeklerin Latince isimlerini öğretmeye çalışacaktın, ben yine söylemeyi beceremeyecektim, Foça'da yüzecektik beraber, dede olacaktın bir gün, abimi evlendirecektin... 

Neden bu kadar acele ettin? Her yere koşturarak giderdin, her şeyin acele acele idi. Oldu mu şimdi böyle? Senin geveze kızının sesi çıkmıyor, çıkamıyor günlerdir. Püfür püfür esen balkondan eve girmezdin, önün açık-aydınlık olsun diye panjurları bile kapatmazdın... "Şurda yaşayacak 50-60 senem kaldı yav" derdin, babannem gibi 90'u bulacaksın sandım ben hep. Sen hep orda olacaksın, akşam saat 11 oldu mu el sallayıp "Hadi bana müsaade" diyeceksin sandım hep... Bilemedim, düğünümde yan yana oturduğunuz İbrahim amcanın peşinden bu kadar tez  gideceğini. 3.5 aycık aranız, buluştunuz mu oralarda? Kahkahalarınız karışıyor mu yine sohbetinize? Artık evinde olmasan da, hep yanımızdasın biliyorum. Görüyorsun, duyuyorsun bizi; hissedemesek de... Kocaman bir sızı bıraktın ardında, şaşkınlık; acı...

Babası sağ, hayatta olanlar; ona gidip kocaman sarılın benim için. Küsseniz barışın. Sonra hayıflanır, parktaki çınarlara sarılmak istersiniz. Annenize, abinize, kedilerinize, kocanıza sarılıp ağlarsınız...

Merak etme babacığım, anneme iyi bakacağız abimle beraber. Çok özleyeceğiz seni, mekanın cennet olsun. Seni çok seviyoruz babacığım. Bunu bil olur mu, her neredeysen bunu hiç unutma...

Bana kattığın her şey için teşekkür ederim, seni üzdüğüm/kırdığım her an için özür dilerim.

İlkokul öğretmenim yollamış bunu, ben de sana yolluyorum:

"Bir baba gittiğinde;
Arkanı yasladığın duvar
Sabahları sıcak ekmek
Okul harçlığı, otobüs bileti
Ciğerinden bir parça gider
Gider de gider...

En sinirli anında bile,
Dudağının kenarında bir gülümseme
Bayramda öpülecek el
Çocuklarımızı sırtında taşıyan
O sevimli dede gider
Gider de gider...

Bir içten "oğlum, kızım" sözünün sahibi
İnatçı bir siyasetçi
Koca bir beden
Çocuk bir yürek
Anneyle yapılan lüzumsuz tartışmalar
Heyecanlı bir taraftar
Çalışkan bir "Adam" gider
Gider de gider...

Bir sarılmaya, bir çift söze bile
Fırsat vermez Azrail
Vakit geldiği zaman
Sadece baban değil
Atan gider
Canın gider
Kanın gider
Gider de gider...

Dolmaz boşluğu kısa zamanda
Hep bir ses ararsın, bir nefes
Bir anahtar tıkırtısı
Yanlış bir iş yapınca
Gözünün içine bakılmasını
Ama sadece beklersin

Çünkü;
Bir baba gittiğinde,
Sadece baban değil;
Bir dostun,
Bir arkadaşın,
Bir sırdaşın,
Bir öğretmenin,
Bir ustan,
Bir yanın gider...
Gider de gider!"

26 yorum:

  1. Canım, şu aşamada ne desem boş teselli için. Zaman diyorum ve kocaman kucaklıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ablacım, zamana ve güzel anılara sığınıyorum. Sevgiyle kucaklıyorum ben de...

      Sil
  2. Çok zor ... Ne söylenir bilmiyorum ama okurken içim acıdı. Allah geride kalanlara sabır ve sağlık versin. Babanızın da mekanı cennet ruhu şad olsun inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok zormuş evet, insan konduramıyor... Amin, sağolun.

      Sil
  3. Ah yapma ya. Ben şu anda ağlamaktan yazamıyorum. Başın sağ olsun çok ama çok üzüldüm. Mekanı cennet olsun inşallah. Allah'ım sana yardım etsin, şu an çok ama çok üzgünüm gerçekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma Nugi, günlerdir gözlerim çizik zeytine döndü. Bazen hala inanamıyorum. Sağol, dostlar sağolsun. Dilerim huzur içindedir ruhu...

      Sil
  4. Ya ne denir, dense birşey ifade eder mi bilmiyorum ama buraya birşeyler karalamazsam içime kaçan o tuhaf histen kurtulamam gibi. Çok çok üzüldüm, başın sağolsun. Malesef buraların kanunu böyle işliyor ve elden gelen hiç birşey yok. Allah babacığını yerinde dinlendirsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan ne diyeceğini bilemiyor ama, tanımadığınız birilerinin acınızı paylaşması iyi geliyor. O yüzden burada yazılanlar kıymetli benim için, teşekkür ederim. Her seferinde tazelense de acı, konuşmak ve yazmak merhem oluyor biraz. Evet, yapacak bir şey yok ne yazık ki; umarım huzurludur...

      Sil
  5. çok çok üzüldüm yazını okuyunca. babalarımız aynı
    yaştaymış. daha gençmiş aslında. böylesine beklenmedik bir ölüm
    ayrıca çok üzücü olmalı. başın sağolsundan başka ne diyeblirim ki :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Buket, baban sağ ise ona uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. Genç ve dinçti aslında babam, her yere yürüyerek giderdi, neşeliydi... Çok ani oldu, o şok acıyı ve üzüntüyü arttırdı. Dostlar sağolsun...

      Sil
  6. bazı zamanlar vardır çoklaşır insan bir bütün gibi büyük kocaman ve iyi hsseder her şeyle..bu sene mayıs sonundan beri uzun yıllardır süren düşük yoğunluklu savaşın etkilerini bizler batı'da çok duymazken birden bire ölümler evlerimize girdi adeta genç ölümler,tanınan isimlerin ölümleri bu sene eksilmiş hissediyorum,bir yandan çokluğumuzu gördüğüm gezi isyanıa rağmen ..diyeceğim yine hiç yüzünü görrmediğim Hasan Ferit,in ölüm haberine sızlanırken..bir ölüm haberi de burada okuum ve sabır dilemek istedim ..zamansızlığa gidenlere huzur,kalanlara sabır.!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, bu sene kişisel olarak da çok fazla kayıp yaşadım peşpeşe... O yüzden 2013'ü hiç iyi hatırlamayacağım kişisel tarihimde. Koca bir kambur var sanki sırtımda, bir daha böyle korkunç bir yıl yaşamayız umarım. Sabır dilekleriniz için teşekkürler, tüm kaybettiklerimiz huzur içindedir umarım.

      Sil
  7. Seninle ben de ağladım okurken.. Çok çok üzüldüm, mekanı cennet olsun :( Yaprak dökümü gibi, birden bire gidivermeleri.. Hep orada olacak sanmamız.. Seni öyle iyi anlıyorum ki.. :( Allah sizlere sabır versin, ona da yattığı yerde huzur..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Of Ceren, çok fena bir şeymiş gerçekten... Amin, dilerim oradadır; huzurludur... Hakkaten yaprak dökümü gibi, peşpeşe çok kayıp oldu bu sene. Ama en ağırlarından biri, çınarın gidişi oldu benim için. Günlerdir tek avuntum, fotoğraflar... Sağol, sabır ve güce ihtiyacımız var.

      Sil
  8. Çok üzüldüm, başınız sağolsun, çok zor günler geçirdiğinizi anlayabiliyorum, dünya tepetaklak olur, güçlü olmak lazım, yazı yazmak belki iyi gelir dediğin gibi, sabırlar diliyorum arkadaşım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Sinem, teşekkürler... Yazdığım gibi, başka bir gezegendeydim sanki. Şimdi her şey, çevremde olan biten; hepsi boş geliyor... Güçlü olmaya çalışıyorum, becerebiliyor muyum bilmiyorum. Yazı biraz olsun iyi gelir belki. Azıcık da olsa...

      Sil
  9. başın sağolsun, çok çok zor, biliyorum. benim babam da altı buçuk ay önce öldü, daha 55 yaşındaydı. kanserdi, çok acı çekti. böyle bir durumda işe iyi tarafından bakmak, yani bir iyi yan aramak saçmalık ötesi ama, en azından pat diye, öleceğini bilmeden, acı çekmeden gitmiş baban, biraz böyle düşünmeye çalış istersen. ama geride kalan için ölümün her türlüsü çok çok çok fena.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sağol çavlan, senin de başın sağolsun... nur için de yatsın baban. haklısın. bizim de tek tesellimiz o. yatmadan, çekmeden gitti. hep dediği gibi pıttadanak. yoğun bakımda ne yaşadı bilmiyorum ama, umarım acı çekmemiştir. geride kalanlar için bu kadar ani oluşu, şoku arttırıyor. hala telefona babam çıkacakmış gibi geliyor, çok fenaymış gerçekten.

      Sil
  10. Başınız sağ olsun Allah nur içinde yatırsın.Benimde babam 4 yıl önce benim doğum günümde vefat etti.Biraz olsun anlayabiliyorum hislerinizi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolun, nur içinde yatsın hepsi. Sizin de başınız sağolsun. Doğumgününüzde kaybetmeniz çok üzücüymüş, sizlere de sabır ve sağlıklı bir ömür dilerim.

      Sil
  11. babalar çınar gölgesi gibidir ;o gölge kaybolunca insan kendini çıplak hisseder,savunmasız hisseder,korkar hatta yalnızlaşır kimi zaman ..o boşluk insanın içini kemirir durur...acabalar ,keşkeler,nedensiz hıçkırıklar,sorgular,kendini suçlamalar ,korkular başlar...acı öyle bir şey ki insanın yüreğine akar sızısı savrulur durur tüm vücuduzda...çözümü ne mi ? ben çözümü sevdiklerime daha sıkı sarılıp ,AN'ları yaşamanın çok daha değerli olduğuna inanarak buldum .aslında demem o ki bir gün sizde acınıza kendi içinizde bir yol bulacağınıza ben inanıyorum sizden ricam bu zaman zarfında kendinize fazla eziyet etmeyin olur mu? Yaradan EN sevdiklerini yanına erken alırmış derler; babanızda ben inanıyorum ki onun katında huzurlu ve mutlu bir yaşamdadır...bir gün onlarla tekrar buluşacağımıza inanarak yaşıyorum ben hayatımı...bunları yazarak umarım size bir merhem olabilmişimdir ..sağlıklı bir ömür diliyorum size ve tüm sevdiklerinize

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen öyle. dediğiniz gibi... çınarımız gitti. meğer ne kocamanmış gölgesi... acaba'lar, keşke'ler, pişmanlıklar, kendini suçlamalar... çok fena. dün akşam annemle abim, evde babama ait bir kutu bulmuşlar. içinde, benim 1986-87'lerden (ki okuma yazmayı 1985'te öğrendim) bugüne dek, babama yazdığım tüm notlar, mektuplar, kartpostallar çıkmış. onların hepsini ama hepsini saklamış. meğer babacım sandığımdan da hassasmış, beni zannettiğimden daha fazla severmiş, yazdıklarıma ta o zamandan kıymet verirmiş...

      evet, insan çok ıssız hissediyor kendini, inanamıyor bazen hala. bazen telefonun ucunda olacağını zannederken, bazen mezarına ekeceğim çiçeği düşünürken buluyorum kendimi... çok acayip. haklısınız, sevdiklerime daha sıkı sarılıp anları güzel anılara dönüştürmeye çalışacağım bundan sonra. güzel anılarla hatırlamak, esprilerini ve komik hikayelerini anımsayıp gülümsemek, iyi bir insan olduğunu unutmamak o'nu daha mutlu ederdi sanırım. umarım huzurlu ve mutludur gittiği yerde, tek dileğim bu. eşim de öyle dedi, "bir gün bir yerlerde buluşacağız"... çok teşekkür ederim yazdıklarınız için, sağolun. ben de size ve sevdiklerinize mutlu, sağlıklı, neşeli bir ömür diliyorum.

      Sil
  12. Uzun zamandır blogunuza bakmamıştım :( Başınız sağolsun ne desem boş....
    Ölüm hep var...Çok şanslısınız..keşke benim de babamla ilişkim sizin gibi olsaydı..ne mutlu ki sevgi dolu sizi üzmeyen bir babanız olmuş.. o hep sizinle her yerde...Allah sabır versin diyorum...
    saçmalamadan yorumumu bitireyim duygulanınca bazen saçmalayabiliyorum :(
    sevgilerimle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz sağolun, teşekkürler...

      Evet yokmuş gibi davransak da var ölüm ve çok ani olunca kabullenmesi daha zor.
      Babamla ilişkim son dönemde inişli çıkışlıydı, ona kızdığım/kırıldığım anlar da oldu. Ama ben babamı hep çok sevdim. Ve olan biten her şeye rağmen onun da beni çok sevdiğini biliyorum. Ona yazdığım her şeyi saklamasından, cüzdanına fotoğrafımı koymasından... Ne olursa olsun, anne babalar evlatlarını sevmekten vazgeçmiyor. Bana kırgın göçtüyse eğer, kendimi affetmem.

      Dilerim huzurludur gittiği yerde. Dilerim dualarımızı ve iyi dileklerimizi hissediyordur. Sabır dilekleriniz için sağolun. Ben de saçmalıyorum bazen (hatta çoğunlukla üzüntüden), boşverin; saçmalamak da insani bir şey. Sevgilerimle...

      Sil
  13. Uzun zamandır uzak kalmışım bloğunuzdan. Yeni öğrendim. Başınız sağolsun. Nurlar içinde yatsın babanız. Ben de annemi kaybettim 5 yıl oluyor. Allah sabır versin.
    Sevgiler
    Filiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolun, dostlar sağolsun... Ben de size sabır diliyorum.

      Sil