İstanbul'a döndüm. İşe vaktinde gitmek için sabah kaçta uyanmam gerektiğini bile unutmuşum, "Gitmek istemiyorum, ühü" diye yastığa gömülsem de, bey kalkmam için nazikçe dürttü diyebilirim. Normal hayata (ne demekse o) dönmem lazım yavaş yavaş. Ofise geldim, anca e-postaları temizledim. Onun dışında, oturuyorum saksı gibi.
Bayramda İzmir'deydik, annemle abimin yanında. Beraber olmak iyi geldi... Gelen giden, arayan-soran oldu. Ama cep telefonundan bayram kutlaması için babamı arayanlara kötü haberi vermek zorunda kalmam, fenaydı. Babamı kaybettiğimizden haberi olmayan bir sürü insan varmış hala... Gerçi bazen bana da öyle değilmiş gibi geldiği oluyor.
Babamla bizim eski fotoğraflarımıza baktım yine. Aynı fotoğrafları defalarca inceledim, bıkmadan usanmadan. O günleri düşündüm. Güzel günlermiş... Genç, neşeli, gamsız zamanlar. Hoşuma gitti. İnsan annesiyle babasını anne-baba olarak görüyor ya ister istemez, onların çocukluk ve gençliklerinde nasıl insanlar olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor benim. Kendi çocukluk fotoğraflarıma da aynı keyif ve özlemle bakıyorum. Eski fotoğrafları seviyorum. Hele de siyah beyazsa.
Babamın; benim ona yazdığım notları, mektupları, kartları neredeyse 30 yıldır sakladığını yazmıştım sanırım. Abimdeymiş onlar, tasnif ediyormuş. Bir dahaki gidişimde bakacağım. Bakınca ağlarım ama olsun, benim için çok kıymetli bir hazine onlar.
Babam için de fotoğraflar çok değerliydi; çekmeyi de, özenle tasnif edip saklamayı da severdi. Ben de öyle.
Aşağıdakiler, sevdiğim fotoğraflardan bazıları. Babamla, annemle, abimle ve ormanda kozalaklarla...
hiç ettiğin tiyatro biletlerinden de bahseder misin bir ara, kamuoyunun bunları bilmeye hakkı var... :) hatta saklandığı için fotoğraflarıyla gel ;) saklayan insanları seviyorum, onu bile kızıp atmamış baban, süper... ^.^
YanıtlaSilSorma, o da içimde yaradır. Haftaya İzmir'e gittiğimde evrakı metrukeye kavuşacağım. O zaman fotoğraflarıyla beraber anlatırım hikayesini :) Babamın o biletleri de sakladığına inanamıyorum. Saklayan insanları ben de seviyorum, yıllar sonra o kadar kıymetli oluyor ki bunlar...
SilBen de çok saklıyorum ama bugünlerde ölüp gidince bunlar ne olacak diye düşünmeye başladım. Bir de duvarlar dolusu kitabım var, bayramda babam geldi ve şöyle dedi: "Bunları ne yapmayı düşünüyorsun?" "Nasıl yani" dedim, "yani öldüğümde mi?" "E herkes ölecek", "bağışla bari bir yere". Çok fena hissettim yav, babamın demansı iyice arttı galiba :)
YanıtlaSilFotoğraflara bayıldım, ne tatlısınız :)
Ablacım, Allah uzun ömür versin öyle demeyin... Evet hepimiz göçeceğiz bir gün ama siz yine de saklayın, kalanlara hatıra olur. Onlar yine bir kısmını saklar, bir kısmını ihtiyacı olana bağışlar. Babam kitaplarından büyük kısmını bağışlamıştı kütüphanelere, imzalı olanları bıraktı. Onlar bizim için artık kıymetli birer hatıra. Bu arada, babanıza da hürmetler :)
SilBu fotoğrafları ben de çok seviyorum, bambaşka zamanları anlatıyor :)
babanızla bu zamana dek ne güzel şeyler paylaşmışsınız ve ne harika bir insanmış. Eminim hayattayken de kıymetini biliyordunuz babanızın. Allah rahmet eylesin. Ne mutlu ona ki sizin gibi güzel bir evlat yetiştirmiş.:)
YanıtlaSilGüzel şeyler paylaştık evet ama insanız elbet, kızdığımız kırıldığımız zamanlar da oldu. Her ailede olur. Bitti geçti. İyi, vicdanlı ve temiz kalpli bir insandı, birbirimiz için değerliydik; severdik birbirimizi. Ama Nugi, ne yapsan kıymet bilmiş gibi hissetmiyorsun. Ne yapsan yetmiyor, hep "keşke" deyip eksikleniyorsun. Sağol, teşekkür ederim ama iyi yetiştiysek annem ve babam sayesinde...
SilAynı kabileden birisine rastlamak ne güzel. Yıllardır akıl hastasımıyım ben diye düşünürken benzeri bir rüyaya sahip bir insanla karşılaşmak çok güzel.
YanıtlaSilBen de benzeri durumdayım sizinle;
http://yazmakkeyiftir.blogspot.com/2013/10/babamin-dolmakalemi-fountain-pen-of-my.html
Ben de çocuk olup anne babamla ve çocukluk arkadaşlarımla bir arada olabilmeyi özlüyor,hayal ediyorum. Anne ve babamla erik çalmayı, ağaçlara tırmanmayı, kedileri sevmeyi.., daha neler neler.
Yazdığınız için teşekkürler.
Oncelikle sabir ve bassagligi diliyorum size. Ben babamla ilgili cok ani biriktirdigimi saniyordum ama gidince anladim ki, yine de cok azmis. Daha yenilerini ekleyecegimi dusunuyordum hep, ama olmadi. Ona yazdiklarimi okudum birkac gundur done done; mektuplar, kartpostallar... Iyi ki yazmisim ona bunlari. Mutlu olmus belli.
Sil2002'de sunlari yazmisim ona, buradan yineliyorum:
"Hayatta zorlandigim bircok sey olsa da babamin yanimda olacagini, beni koruyacagini ve beni anlayacagini bilmek, cok huzur verici."
Ne yazik ki artik bunlari ona degil, buraya yazabiliyorum... Babamla kucukken tanisip arkadas olsak onu yine severdim, eminim. Biz, birbirimizin aynasiydik cunku... Onunla oyun oynamak, agaclara tirmanip dut toplamak, kedi sevmek, guzel bir manzaraya bakmak, oykuler yazmak eglenceli olurdu.
Unutmuşum acele ile. Kusurumu af ediniz. Sizin de başınız sağolsun. Huzur ve aydınlık içinde olsun.
SilEstağfurullah. Sağolun, dostlar sağolsun... Bugün babamı kaybedeli 40 gün oldu, hepsi huzur içinde olsun....
Sil