10 Haziran 2011 Cuma

Kadın-erkek ilişkileri


Kadın-erkek ilişkileri, tuhaf mevzular... İnce dengeler barındırıyor içinde. Çünkü çoğu zaman mantık uçup gidiyor; ama akıl, birazcık zeka pırıltısı varsa eğer, her durumda lazım insana.

Aşıkken, birlikteyken her şey pek güzel, pek hoş, lay lay lom, tralalalaa; kuşlar, böcekler, kediler... Ama ilişki bittikten, yollar ayrıldıktan sonra edepli ve adaplı durabilmek zor. Bazıları içinse imkansız. Herkes beceremiyor bunu.

Ayrılık, bir ilişkiyi bitirmek, bazılarını acınacak hallere düşürebiliyor. Artık 'o' kişi tarafından sevilmediğini, o'nun hayatından çoktan çıktığını ve o'nun hayatına devam edip artık başka birisiyle mutlu olduğunu, bu başka birisinin 'o' kişinin hayatına bu bazılarından daha iyi geldiğini kabullenmek; her babayiğidin harcı değil. Olgun ve onurlu olmayı gerektiriyor. Ne yazık ki bu meziyetler de herkeste yok.

O kişiden ayrıldığını, ilişkilerinin bittiğini kabullenmeyip 'ara' verdiklerini sanmak, aldatıldığı sanrısına kapılmak, sürekli öfke, kin ve nefret kusmak, o kişinin medeni davranmaya çalışıp vicdanlı olmasını başka şeylere yormak, o yokken evine izinsizce, hırsız gibi girip eşyalarını parçalayarak sinir krizleri geçirmek, 'o' kişinin hayatındaki yeni insanı kendisine benzediği için seçtiğini düşünecek kadar zırvalamak, 'o' kişinin evleneceğini duyunca alay ederek kendini rahatlatmaya çalışmak, tacizi sanal yoldan sürdürmek, tuhaf psikolojik mastürbasyonlara girişmek, işle özel hayatı karıştırıp bu şekilde intikam almaya çalışmak...

En hafifinden zavallılık, daha da ötesi hastalık. Sözcükleri kifayetsiz bırakan cinsinden.

Bu durum devam ediyorsa eğer, sonrasında söz konusu bu kişilerin yapacağı tek şey tıbba güvenmek, hekimlerin güvenli ellerine kendini teslim etmek. Zira ciddi tedavi gerektiren bir duruma doğru dört nala koştuklarının farkında olmayabilirler.

Birinin evine izinsiz girip eşyalarına zarar vermek bile başlı başına bir adli vaka. Polise şikayet etme sebebi. 

Ayrıca "E madem bu kadar hakaret edecektin ayrılınca, bu kadar iğrenç bir insandı madem; bunca zaman neden beraber oldun, silah mı dayadılar başına?" derler insana. "O kişiye, ortak geçmişe ve paylaşılanlara biraz olsun saygın yok mu?" diye de eklerler.

Ama sabrın da bir sonu var. Hayatına normal insanlar gibi devam eden eski sevgili ses çıkarmıyorsa bu edebindendir, çirkefi üstüne sıçratmama derdindendir. Bazılarının artık istenmediklerini anlayarak ayrılığı kabullenip 'normal' insanlar gibi hayatlarına devam etmek yerine öfke, kin, nefret kusmalarını, çoktan kaybettikleri 'o' insanı ganimet ya da sürekli hakaret edilecek biri sanmalarını anlamak zor.

Zorla güzellik olmaz. Hiç olmamış ki. Az biraz edep, adap...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder