15 Ağustos 2013 Perşembe

Artamonoff'un gözünden İstanbul

Bir arkadaşımın BBC'de haberini yaptığı hoş bir sergi var İstanbul'da: "Artamonoff: Bizans İstanbul'u İmgeleri, 1930-1947" Küratörlüğünü mimar ve sanat tarihçisi Dr. Günder Varinlioğlu'nun yaptığı sergi, 6 Ekim'e kadar Beyoğlu'ndaki Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nde...

Serginin hikayesi ilginç, çünkü sergideki eski İstanbul fotoğraflarını çeken kişinin kimliğini bulmak, iğneyle kuyu kazar gibi ince çalışmalar sayesinde mümkün olmuş. Fotoğraflar da önemli, çünkü Cumhuriyet Dönemi İstanbul'undaki mimari ve arkeolojik eserleri belgeliyor. Tarihi eserlere olan saygı (!) ve tavır malum, bu eserlerin bazılarının görüntüleri belki de ilk kez bu fotoğraflarla gün ışığına çıkıyor. Çoğunun yerinde yeller ya da AVM'ler esiyor olmalı...


Ve işte o gizemli fotoğrafçı, Victor Artamonoff'un ulaşılan ilk portresi. Robert Kolej 1930 yıllığında bulunmuş. 

Sergiyle ilgili habere buradan ulaşabilirsiniz, içinden bazı bölümlerle hikayeyi özetlemeye çalışacağım. Böyle gizemli kahramanları olan hikayelere bayılıyorum, çok heyecanlı. Fotoğrafların ortaya çıkmasının arkasında özverili bir araştırma saklı. Eserlerin sahibi, yavaş yavaş belirmeye başlayan bir yüz gibi. Hani siyah beyaz fotoğrafları banyo ederken, kimyasalı salladıkça fotoğraf belirir... Onun gibi, parça parça çıkmış kimliği ortaya. İlginç bir kişilik.

Fotoğraflar, 2011'de bir online sergide yayınlanmış. Linki aşağıda. Ve işte şurada görebileceğiniz fotoğraflardan oluşan serginin hikayesi...

"Mimar ve sanat tarihçisi Dr. Günder Varinlioğlu, çalışmakta olduğu Washington DC'deki Dumbarton Oaks Araştırma Kütüphanesi’nde, 2010 yılında eski püskü bir klasörle karşılaşır. Klasörde 542 fotoğrafın küçük baskıları bulunmaktadır. Profesyonel bir çabanın ürünü bu kareler, Cumhuriyet dönemi İstanbul’unun ilk yıllarına aittir. Ve belki daha da önemlisi, bir kısmı günümüze ulaşmayan ve çoğu Bizans’a tarihlenen mimari ve arkeolojik eserleri belgelemektedir.


Fotoğraflarda 'Artamonoff' isimli bir kaşe bulunmaktadır. Çekim yeri ve tarihleri her karenin arkasına titizce kaydedilmiştir. Dumbarton Oaks, en az yarım yüzyıldır raflarda beklediği sanılan bu benzersiz arşivi 'canlandırmak' ister.

Ama bir sorun vardır: Bu gizemli fotoğrafçının kimliği ve fotoğraflarının Washington DC’ye nasıl ulaştığı konusunda kimse, en küçük bir bilgiye sahip değildir. Dumbarton Oaks uzmanlarının, Artamonoff’un peşinde polisiye yazarlarını kıskandırmaya aday iki yıllık serüveni böylece başlar. ABD Göçmen Bürosu’ndan Artamonoff’un 1908’de doğduğu ve 1947’de Türkiye’den ABD’ye göçtüğü öğrenilir. Bu tarihten, öldüğü 1989’a dek attığı her adım, hatta vasiyetnâmesi bile, ABD’deki resmi kayıtlarda mevcuttur. Ancak ömrünün ilk 39 yılı hakkında tek satır bilgi yoktur.

 
Fotoğrafların arkasına yazdığı tarihlerden, Artamonoff’un İstanbul’da yılın her ayı fotoğraf çektiği anlaşılıyordu. Ve bu durum onun kentte bir ziyaretçi değil, sürekli yaşamış olduğu ihtimalini güçlendiriyordu. Diğer taraftan Dumbarton Oaks’ın elindeki fotoğraflar 1935-46 arasını kapsıyordu. Yani fotoğraf çekmeye en geç 20’li yaşlarında başlamıştı. Araştırmacılar Artamonoff’un yaşını göz önünde bulundurarak bir başka olasılığı sorgumalaya başladı: Acaba öğrenim amacıyla mı İstanbul’a gelmişti?

...
Ve sonunda gizem çözülüyor:

Nicholas Victor Artamonoff , 14 yaşındayken lise bölümüne kayıt yaptırdığı Robert Koleji'nde, Mühendislik Fakültesi’nden mezun olduktan sonra üstlendiği idari görevleriyle birlikte tam 25 yıl geçirmişti. 1922’de oluşturulan öğrenci dosyasına işlenen bilgilere bakılırsa gizemli fotoğrafçının menşei de sıra dışıydı: Doğumu Yunanistan, daimi adresi Belgrad, milliyeti Rus, dini Ortodoks, vatandaşı olduğu ülke Sırbistan…
 ...
Hayatının kilometre taşları yavaş yavaş aydınlanmasına rağmen elektrik mühendisi Artamonoff’un, daha önce hemen kimsenin yapmadığı bir işe soyunarak İstanbul’un anıtlarını düzenli şekilde fotoğraflamasının nedeni hâlâ belirsizdi.

...
Cumhuriyet’in ilk yıllarında İstanbul ve Anadolu’daki arkeolojik kazıların çoğunu belgeleyen Artanomoff’un bu çalışmaları yürüten yabancı bilim insanlarıyla bağlantılı olduğu sadece fotoğraflarına bakınca bile anlaşılabilirdi.


Mühendis Artamonoff profesyonel bir fotoğrafçı, tarihçi, arkeolog ya da uzman değildi; İstanbul’da eğitim alır ve yaşarken ona ve binlerce yıllık kültür mirasına tutkuyla bağlandı.Hemen tüm boş zamanını bunu belgelemek için kullandı. Fotoğrafları kentin acımasız değişim hamlesinden önceki halinin görülmesini mümkün kılıyor."

Ben böyle bir klasör bulsam, heyecandan aklımı kaçırırdım herhalde. Sergiyi, ilk fırsatta görmek üzere not ettim bir kenara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder