2 Nisan 2014 Çarşamba

Sabahattin Ali...

Sabahattin Ali'nin ölüm yıldönümü bugün. 2 Nisan 1948'te koparıldı bu dünyadan. Daha yazacak çok şeyi varken, çok sevdiği kızına anlatacak daha çok şeyi dururken... 66 yıl önce bugün katlettiler onu.  Çok zaman geçti, hunharca canına kıyılan insanlar bitmedi.
Kitaplarını ilk  ne zaman okudum hatırlamıyorum ama ne zaman Kürk Mantolu Madonna'dan satırlar hatırlasam, içim titrer... 

"İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtırlar. Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi, 'birtakım yabancılar beslemek'ti"

"Bu karanlık ve sıkıntılı manzara ne kadar güzeldi! İçime çektiğim bu ıslak hava ne kadar tazeydi! Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak..."

"Şimdi ben gidiyorum fakat ne zaman çağırırsan gelirim... dedi. Evvela ne demek istediğini anlamadım... O da bi an durdu ve ilave etti:
Nereye çağırırsan gelirim!"


Böyle bir üzüntü tanımı olabilir mi? 

"Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder