2 Temmuz 2014 Çarşamba

Yangın yerinde yaşamak

'Sivas davası düştü' haberini, "Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun" yorumuyla karşılayan 'biri'nin cumhurbaşkanlığı adaylığını tartışırken biz, yanan hayatların yarası kapanmıyor, acıları küllenmiyor ki...

"Yaşamak bu yangın yerinde,
Hergün yeniden ölerek.
Zalimin elinde tutsak,
Cahile kurban olara
k.
Yalanla kirlenmiş havada,
Güçlükle soluk alarak.
Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek.
Korkağı, döneği, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak.
Toplanır ölü arkadaşlar,
Her biri bir yerden gelerek.
Kiminin boynunda ilmeği,
Kimi kanını silerek.
Kucaklıyor beni Metin Altıok,
Aldırma diyor gülerek.
Yaşamak görevdir yangın yerinde
Yaşamak insan kalarak…"


2 Temmuz 93 Sivas Katliamı
Unutmadık...


Otelin merdivenlerinde oturmuş Behçet Aysan, önünde bir yangın söndürme tüpü, hemen arkasında güzeller güzeli Uğur Kaynar, onun hemen yanında ise elinde küçücük bir fırça ile kendini savunacak olan Metin Altıok...

O merdivenlerin, o duvarların dışında ağızlarından köpükler saça saça kudurmuş şeriatçı ortaçağcı bir kitle...

Bu adamlar o kadar insanlar ki, kendilerini birazdan ateşe verecek bu katillere karşı bile kendilerini küçücük bir yangın tüpü ve fırça ile savunmaya çalışacaklardı kimsenin canı yanmasın diye...

Bu fotoğrafın çekilmesinden yalnızca birkaç saat sonra aramızda değildi üç güzel insan. O eller bir daha kalem tutamadı, sazını çalamadı...

Ama o canları yakan eller yine yaktı, yine yıktı.
İnsanlık zaman aşımına uğradı!
2 Temmuz'u unutma, unutturma!
 (Nesteren Genç)

Sivas için yakılan ağıtlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder