20 Ekim 2014 Pazartesi

Göbekti, kediydi derken şu oldu bu oldu

Günler, haftalar ne çabuk geçiyor anlayamıyorum bu ara. Ekim de bitmeye yüz tutmuş yahu. Hafta içi iş, doktor kontrolü, hamile yogası, hazırlık kursu bilmemneye gitmekle; hafta sonu da bebeğin eksiklerini toparlayıp evi yeni haline hazırlamaya çalışmakla ve arada fırsat olursa arkadaşlarla görüşmekle geçiyor. 

Çevremdekiler panik halde, "Neeaa, hastane çantanı hazırlamadın mııı?", "Amanın, ana kucağını almadın mııaaa?" deyip duruyor. Panikletip erken doğurtmaya niyetliler galiba. Yahu, kavram kargaşası var bir kere bebek eşyalarında. Her şeye ana kucağı diyorsunuz siz? Araba koltuğuna da, hastaneden çıkınca içine konduğu sepete de, bebek arabasının çıkan kısmına da... Ama benim kafam karışıyor böyle. 

Hem dayanışma diye bir şey var, ben gayet memnunum kendisinden. Çocuklu arkadaşlarım arayıp "Dur onu alma, bizde var; getireceğim sana", "Hah, şunu almadıysan bizimki gıcır gıcır, hazırladım; bi geldiğimde getiririm"  Mis işte... Çok çabuk büyüyor bebekler, çok kullanamıyor bir sürü şeyi zaten. Hepsini sıfır alacağım telaşına gerek yok. Evin içi yine dolacak bir sürü ıvır zıvırla. Herkes birbirine devrediyor, çok mantıklı. Kalan alınması gereken zorunlu şeyleri de alıyoruz işte. Odası yakında geliyor, eh üstüne giyecek bir şeyleri de var. Herkeste bir telaş, çocuğu kağıt havluya sarıp paspasta yatıracağımı filan sanıyorlar herhalde. Sakiiin... Başak burcu olarak ben diyorum sakin diye, düşünün artık siz.


Bu arada doğuma hazırlık kursu filan, işe yarıyormuş. Eşli olanlardan birine gelen baba adayının "Yahu maç izliyoruz ağlıyor, dizi izliyoruz ağlıyor; n'apacağımı şaşırdım" deyişine çok gülmüştüm. Hormonlar sapıtınca insan ne yapacağını şaşırıyor. Ve hamilelik, doğum süreci erkeklerin istese de çok dahil olabildiği bir süreç değil. Ben o konuda şanslıyım, bey sağolsun çok anlayışlı ve benim de gecenin bir yarısı "Frambuazlı baklava istiyoruuuum, al onu banaaaa" diye aşermem, durduk yere televizyon izlerken "Neden o kaplan yavrusu öldüüüü" diye sapıtmalarım olmadı. Yataktan basket topu göbeğimle kalkamayınca filan, "Dönder beni" taleplerim oluyor tabii, normel.

Acayip bir süreç hamilelik. Panik, endişe, heyecan derken geçiyor. Ama artık paniğinde değil, heyecanında olmalı. Herkesinki kendine özel zaten, ama rahat ve huzurlu geçmesi en güzeli. Artık mevzu kime benzeyecek, ay nasıl bir şey olacak  vs vs... Bir de herkes nedense normal mi sezaryen mi diye soruyor. Sanırım o da bir cesaret göstergesine dönüşmüş. Yerse normal, yemezse sezaryen gibi. Benim ve bebek için hangisi daha sağlıklı olacaksa öyle olsun. Normal diye niyetlenip son dakikada sezaryene dönmek zorunda kalan  da var. Doğalından yanayım ama neler olacağını bilemem şimdiden. Az kaldı, bekleyip göreceğiz.


Oğlanlar evde göbeğimin etrafında suni peyk gibiler. Merak ediyorlar ve orada bir canlı olduğu hissediyorlar bence. Benimle birlikte mayışıyor, göbek etrafına konuşlanıyorlar. "Evet, burda bir şey var; tekme atıyor. Duydum ben!"




Evdeki eşyaları boşaltmaya çalıştığımızı anlatmıştım. O kısım artık bitti neyse. Kullanmadığınız ama kullanılabilir durumdaki giysileri verebileceğiniz Kadıköy Belediyesi'nin Açık Gardrop uygulaması gibi, Freecycle uygulamasının İstanbul şubesi de bu anlamda faydalı, ben pek memnunum. Evden çıkarmamız gereken ve birilerinin işini görecek sağlam eşyaları vermek için şahane fırsat. Kocaman ve de sağlam bir karyola, buranın Facebook sayfası sayesinde eşyaya gereksinimi olan bir mimarlık öğrencisine gitti. Ahşap bir masa da başka bir arkadaşımıza. Efendi de bir çocuktu, pazar günü abisiyle gelip aldı. Hem onun işi görüldü, hem evden koca tahtaların dağınıklığı kalktı.

Vermek istediğiniz eşya için TEKLİF, almak isteyip de aradığınız eşya için de TALEP yazıyorsunuz. Takas teklif etmek ya da para talep etmek yasak. Tabii orayı da suistimal edip aldığı eşyaları spotçulara satan da varmış, ne diyeyim; kötüyüz.

Bu arada gündemdeki haberlerden bir sürüsü beni etkiledi ama, en üzücüsü Mehmet Pişkin'in intihar notu ve en sinir bozucusu da Perihan Mağden'in Cem Gariboğlu için "Kıyamam, o da kurban; haksızlık ettik çocuğaa" minvalindeki yazısıydı galiba. Her kendisine haksızlık edilen, sevgilisinin kafasını kesip gitar kutusunda çöpe atmıyordur değil mi? Bence Perihan Mağden, bu naifliğiyle (!) evinde oturup Türk dizilerini izlemeye devam etse, böyle yazılar yazmasından daha faydalı olacak. 

Mehmet Pişkin'in hayatına kendi isteğiyle son verişiyle ilgili okuduğum ender aklı başında yazılardan biri de şuydu... Biri de bir arkadaşının yazdığı bu yazı, her kelimesine katılıyorum. Böyle zamanlarda, bazı insanların içindeki bütün zalimlik ve tuhaf nefret, irin gibi açığa çıkıyor. Çok kötüsünüz be.

12 yorum:

  1. Sevgili aylağıngünlüğü ; bebek heyecanı beni de sardı, her şey yolunda gidecek ve bebeğini kollarına alacaksın ... ama ne olur yurdum gündeminden uzak kalmaya çalış( emir verir gibi oldu,bebek heyecanından:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Ayşe, söz konusu bebek olunca insanların suratında bir gülümseme beliriyor çoğu zaman :) İyi dileklerin için çok teşekkürler, umarım yolunda gider ve sağlıkla gelir cimcime.
      Estağfurullağ, emir olarak algılamadım. Gündemden uzak durmaya çalışıyorum ama pek mümkün olmuyor, en azından malum şahsı görmemek için televizyonda haberleri açmıyorum; onun biraz faydası oluyor :)

      Sil
  2. Herkes ne çok yorum yapıyor ,ablama neler neler söylediler . çok seviyoruz eleştirmeyi, karşında ki insana panik yapmayı ...
    Müşterilerimiz , hamile olan ablama neler neler anlatı bir bilsen , biri normal doğumda yaşadığı acıyı biri sezeryan da yaşadığını acıyı yok neden makyaj yapmış yok kayınvalidesiyle yaşadığı sorunları ablama anlatıyorlar , Bu hamile kadına anlatılır mı ya ???
    Allah size kolaylık versin .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nesrin, hakkaten herkes her şeyi çok biliyor. "Kedileri n'apacaksınız, aa bebekle aynı evde olmaz" Alala, veterinerime sormuşum, doktoruma sormuşum; tamam demişler, size n'oluyor. Her aşıları tam... Kaç senedir beraberiz, niye yuvasından edeyim hayvanları? Ben mutluyum onlarla yaşamaktan, eminim cimcimeyle de birbirlerini sevecekler. Kedili köpekli evde çocuk büyütmek güzel bir şey bence. Tasası millete düştü nedense.

      Ya da atıyorum, "Hemoroid olursan normal doğuramazsın" gibi hurafeler. "Ay karnın sivri, kesin erkek; uu, aşağıya çok inmiş, sen her an hazırlıklı ol" Doktorum, "Bunların bir gözü ultrason, öbürü pet ct" diye dalga geçiyor :))

      Bi karışmayın kardeşim, patavatsız millet. Sağol, ben savuşturuyorum hepsini :)

      Sil
  3. Burun sokmaya saygısızlığa musait bir milletiz ne yazıkki..ama hamilelik bitince d ebitmiycek sen d ebiliyorsun zaten..çocuğun yediğinden kakasına yorum çok olucak..sorsan da sormasan da :)
    İntihar konusu beni çok etkiledi.. üzüldüm...sonra yorumlar okudukça kahroldum korktum yine dünyadan pis ruhlardan....
    neyse..herşey kolaylıkla güzel olsun senin için

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook, tuvalet eğitimi desen onun da kıvamına bile karışırlar :) Valla isteyen istediğini desin, sonuçta annesine ve çocuğuna göre değişiyor bu işler. Herkes kendi deneyimini yaşıyor.

      İntihar konusu beni de çok üzdü, düşündürdü. Ama en çok sinirlendiren, insanların kötü ve vicdansız yorumları bu kadar rahat yapabilmesi oldu. En basitinden SANA NE?! Adamı tanımadan, 14 dakikalık bir videodan anladığıyla ahkam kesmek de nesi?! Hakkaten pis ruhlar, bi susup otursalar artık. Ateizmi vs de bir şeye karıştırmasalar... Bu ülkede insanın cenazesinin ne olacağına karar verme hakkı bile yok.

      Fırsatın olunca şu yazıyı oku lütfen: https://eksisozluk.com/mehmet-piskinin-cenaze-partisi--4579111?nr=true&rf=mehmet%20pi%C5%9Fkin%20in%20cenaze%20partisi&a=search&author=tinca

      Teşekkür ederim, hepimiz için güzel olsun her şey. Kahve sözümüzü unutmadım, ilk fırsatta :)

      Sil
    2. şimdi gördüm hemen okuycam...
      fırsat yaratsak ya gerçekten demi :) yada böyle giderse bebiş görmeye gelicem gibi gibi :)

      Sil
    3. Yaratmaya çalışalım valla, bir telaştır gidiyor ama denk getirebiliriz gibime geliyor :) Bebişi görmeye de gel o ayrı :)

      Sil
  4. Ay senin kedişler göbüşe ne güzel de yatmışlar öyle. Bayıldım. İnsanlar ne acayip düşünüyorum da kendileri dışında herşey pek bir karışmaya meraklılar. Sıkça duyuyoruz bu söylemleri. Dert oluyor insanlara kedili bebekli evler, yok annelerin tavırları bilmem ne, onlara ne halbuki. Hem o senin bebişin nerde istersen orda yatırırsın ayol. Bu başkalarının eşyalarından faydalanma fikri de şahane hakikaten. Bizde daha çocuk fikri bile oluşmadı henüz ama bir hurç bebek kıyafetim, bir adet sterilizasyon aletim hatta göğüs popam bile var bir de yatağım:):) Kuzenler sağ olsun ayırıyorlar. Bu belediyenin uygulaması da çok güzel, ahh ama ne hain insanlar var ya oralardan alıp da satanların nasıl vicdanları var acaba bilmiyorum. Bizim ailede de kedili bir yaşam için endişeler var bakalım ben de düşünüyorum nasıl üstesinden geleceğiz diye, kafa dengi doktor bulmak şart. Kimi doktor da pek nalet oluyor, kediyi atın diyenler bile oluyormuş ahh ahh o doktoru atasım geliyor benim de düşününce.
    Sana bir posta hazırladım şimdi iki gün tatilimiz var aşure zamanıymış, pazar yine iş başı, sabah erkenden yollatırım:)
    Kocaman öpüyorum.Kedişlere ve bebişe sevgiler. Bebişe az biraz anlat bizi de kulak dolgunluğu olsun. Cezayir'den bi teyzen sana sevgilerini yolladı de olur mu:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Göbek muayenesi, bebek dinlemesi... bunlar daha çok Obi'nin ilgi alanı :) Pek merak ediyor, ultrason gibi oldu. Haha, millet her şeye meraklı; her konuda uzman. Karnın şeklinden cinsiyetini, doğum zamanını filan kesitiriyorlar. O ka aşmışlar. Kedi kısmı da dert oldu, biz cahil cühelayız ya, düşünemiyoruz böyle şeyleri, sağolsun onlar bizim adımıza da düşünüyor.

      Oo, senin hazırlıkların çoğu bitmiş ayol ahaha! Sterilazatör ve göğüs pompasını ben bile almadım daha, çoğunu halletmişsin :) Doktorun aklıselim ve sakinini, normal doğumdan yana olanını bulun. Toksoplazma testinden alnımın akıyla çıktım, zaten oğlanların bütün aşıları tam; bizden sık kontrole gidiyorlar. E evden de çıkmıyorlar, sıkıntı yok. WC temizliklerini de bey üstlendi, mis.

      Aşure miii, bayılırım :) Oy! Postayı da dört gözle bekliyorum :))

      Ben de seni öpüyorum, İstanbul'a yolun düşerse hem kedüklerle hem de cimcimeyle tanışmaya bekliyorum. Anlatırım tabii seni, bak onun da kedisi vaaar, aşure zamanı tatil olan güzel bir yerde yaşıyoooor... hepsini derim!

      Sil
  5. Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin inşallah, Ben uzun zamandır buralarda gezinmediğimden hiç haberim yoktu bu durumdan çok sevindim. Bu arada bende 16 haftalık hamileyim ama şimdiden voleybol topu büyüklüğünde karnım var. Beş ay sonra ne yapacağım bilemiyorum. Çok öpüyorum ikinizide :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook teşekkür ederim, inşallah :) Aaa, sizinki de hayırlı olsun o zaman! Sağlıkla gelsin :) Yürüyüş yapmanın ve pilav-makarna vs yememenin hakkaten faydası dokunuyor, o zaman fazla kilo almıyorsunuz. Alsanız bile iyi beslenince sizden çok bebeğe yarıyor, istenen de o. Kolay geçer umarım hamilelik, ben de öpüyorum!

      Sil