Günler günlerin ardından... Defne eşekli kumaş kitabını dişliyor, ben çamaşır asmak için makinenin durmasını bekliyorum. Dişlediği kedili kitabın hışırı çıktı, eşekli de benzer şekilde, yenilerini almak lazım. Ağzına sokarak özümsüyor hepsini! Eğer minnak hanım birazcık olsun uyursa, öğleden sonra parka gideriz belki yine. Hava güzel, bahar şakayı bırakıp geldi galiba.
Kıza büyüdükçe nasıl kitaplar almalı, nereden başlamalı diye düşündüm demin. Güzel çocuk kitapları görünce içim gidiyor. Okumayı benim gibi sever mi? En çok hangi yazarı sever acaba? Marquez ve Ursula Le Guin, benim gibi onu da heyecanladırır mı? Hangisinden başlamak ister? Ben babamın kitaplığından başlamıştım. Yaşar Kemal ve Aziz Nesin kitaplarıyla, Oliver Twist ilk hatırladıklarım. Oliver Twist'e içim çıkarak ağladığımı hatırlıyorum.
Yaşar Kemal'in ardından aynı gün iki büyük yazar, Eduardo Galeano ile Günter Grass da göçtü buralardan. Uruguaylı Galeano ne güzel demiş, "Ben her zaman boğanın tarafını tuttum, matadorun değil. Ve hala aynı taraftayım." Hep kitap okuyamayanlar, kitap alacak parası olmayanlar, ezilenler için yazmış, kaybedenlerin tarafında, sömürünün karşısında yer almış bir yazar.
Onların kuşağı eksildikçe, insan okuyacak yeni iyi şeyler bulamamaktan korkuyor. En azından ben. Sanki edebiyat onların zamanındaymış, şimdi çıkan bir sürü kitap ve gözümüze sokulan tanıtım kampanyasının arasında gerçekten 'iyi' olanları kaçırıyormuşuz gibi. Elbette bir sürü iyi yeni yazar da vardır ama, yeni filmlerden emin olamayıp daha önce sevdiğim bir filmi izlemeyi tercih edip risk alamadığım gibi, bazen de emin olmadığım bir kitabı/yazarı okumak yerine sevdiğim ve bildiğim yazar/kitaplara sığındığım oluyor benim de.
Okuyan insana karşı acımasızlık, küçümseme var bir de. Bir tür güç gösterisi, dış görünüşe göre aşağılama merakı... Vicdansız, sevimsiz Yalova valisinin, öğrencilerinin önünde "Bu saç sakal ne, dilenci gibisin!" diye azarladığı matematik öğretmeni kalp krizinden öldü. Edebiyata düşkün o öğretmenin öğrencilerine önerdiği kitap listesine bakıyorum da, o kılık kıyafete pek meraklı vali içlerinden kaç tanesini okumuştur acaba? Öğrencileri için vasiyet gibi bir şey şimdi o liste. Bize de eksiklerimizi tamamlamamızı hatırlatıyor.
Kitap okuyan insanla okumayanın farkı bu kadar basit işte. Biri vali olmuş ama "Sakallıysan anarşistsin" diyecek kadar cahil, diğeri de öğrencilerine matematikten fazlasını veren iyi bir öğretmen. Çalıştığım eski reklam ajansının patronunun "Bu kadar okudunuz da n'oldu, ben hiç kitap okumadım ama patron oldum, haha, sizse benim yanımda çalışıyorsunuz!" deyişi gedi gözümün önüne. Odadaki diğer reklam yazarıyla bakışıp sıvışmıştık odadan. "Biz sana patron olamazsın demedik, adam olamazsın dedik." diyemedik haliyle... Ama öyle dermiş gibi baktık. Sanki kitap para kazanmak için okunuyor!
Ayrımcılık ve önyargı, yaygın hastalıklar... İzmir'de de zavallının biri metroda karşısında kitap okuyan genç bir adamın fotoğrafını çekip Facebook'ta paylaşarak aklınca dalga geçmiş. Terlikleri var, keko diye pek eğlenmiş!
“Entel olcam kız tavlıcam diye kendini yırtan izban kekosu, terliklerine bayıldım" sözleriyle dalga geçtiği çocuğun zavallıya cevabı nefis:
"Çalmıyorum, çalışarak kazanıyor, param yettiğince kitap almaya,
kütüphaneye gitmeye çalışıyorum, çok utanç duyuyorum böyle bir insan
olduğum için… Elbisem kirli, terliğim bindiğim metroya uygun değil işte
zihnimi kirletemiyorum, utanıyorum… Ama her ne olursa olsun bana kitaplar
böyle olmayı öğretti, insan olmayı, hayvanlaşıp çevremi kirletemiyorum
üzgünüm, utanıyorum…”
Güzel kardeşim, sen ne utanacaksın terliklerinden, asıl karşındaki terliksi kendinden utansın! Fotoğraf çeken akıllı telefon alabildiğine göre, birkaç kitap da alıp okuyabilirmiş pekala.
Bir sürü kişiden kitap hediye etme teklifi gelmiş fotoğraftaki çocuğa, reddetmiş: “Çünkü ben o kitaba ücret ödersem yazarı kazanacak, yayınevi
kazanacak, matbaada çalışan insan kazanacak, stantta duran öğrenci
arkadaşımız ve kitapçılar kazanacak ve çoğalacağız.”
Böyle insanlar da var, iyi ki varlar be.
Helal olsun o çocuğa gerçekten de dış görünüşleri ile insanı hemen yargılamak ne kadar kötü ...
YanıtlaSildefneme benim içim sımsıkı sarıl ...
Valla helal olsun bence de, pek güzel demiş. Ben olsam o karşımdakini ayağımdaki terlikle döverdim. Sanki çok okuyan bir milletiz de, utanmadan karşındakinin kıyafetini beğenmiyor, bir de deşifre edip aklınca dalga geçiyorsun. Kim rezil oldu acaba?
SilAy sarılırım tabii, Arel'in tombik yanaklarından öperim ben de.
YanıtlaSilah nerden başlasam acaba? öyle güzel anlatmışsın ki herşeyi. en baştan başlarsak aynı heves, ümit ve heyecan bende de vardı. kızıma günler boyu kitap okuyacak, kitaplarla büyüyecek ve belki kitaplara benim gibi tutkun olacak diye. ama kitap okuma hayallerim beni dinlemek istememesiyle başladı. evet çok ilginç bebekken tüm kitapları yırttı, daha büyüynce ben okumak isteyince kulaklarını kapattı:)
YanıtlaSilşimdi mi nasıl, kitap okuyor ama ben hatırlattıkça. kendi çocukluğumu düşünüyorum, annem elimden alırdı kitapları, fazla okuyorum diye yasak koyuyordu. işte böyle ters bir dünya.
öğretmen olayına zaten canımız çok sıkıldı, ben de öğretmenim. yıllarca ast-üst ilişkisinden meslekten soğudum zaten o konuya hiç girmeyelim. kitap okuyan çocuğu şimdi burada gördüm, yine canım çok sıkıldı. insanlara karşı fazla ümidim kalmadı, yok biz hiç bir zaman adam olmayız..
Hamilelik boyunca kitap okuyamadım, ne bebek kitabı ne hamileliğe dair bir şeyler... İşim editörlük olunca, okuduğum her şeye edit-tashih olarak bakıyordum sanırım, dikkatimi veremedim. Mesleki deformasyon... Şimdi tekrar başlayabildim, başucumda var birkaç kitap. Eşimin de öyle, kız da göre göre sever diye düşünüyorum. Ne dersin? Senin kız biraz umudumu kırdı valla :) Yırtmayı anladım da, kulakları kapamak ne yahu :)) Ben çok severdim kitap okumayı küçükken, hep babamın kitaplığına bakar ve hepsini okuyacak kadar büyümeyi hayal ederdim. Şimdikilerin bigisayar-tablet çocuğu olması hevesimi kırıyor çok fena. Kitap demode bir şey bazıları için galiba.
SilHalil öğretmene çok üzüldüm. Bir insanın onurunu kırmak, hayatını kaybetmesine sebep olmakbu kadar kolay olmamalı. Biraz vicdanı olan vali, susar ve istifa eder ama bura pişkinlikler ülkesi. Metroda Ali'nin karşısında oturan moral bozucu bence, Ali ve onun gibiler çoğalırsa bir şeyler düzelecek bence. Moralini bozma, güzel günler göreceğiz gibi bir his var içimde :)
o patrondan bende de vardı bi tane. bir gün öğle yemeği vaktinde dışarıda karşılaştık. elimdeki kitabı görünce "madem yemekte bile okumaya enerjiniz yetiyor bundan sonra size dosyaları verelim onları okursunuz ehehehe" diye dalga geçti benle boksuratlı. gerçekten nedir bu okuyanla dalga geçme kafası hiç anlayabilmiş değilim. tamam sen okuma güzel kardeşim, sen hödük kal. ama bu ne saldırganlık.
YanıtlaSilbir de iyi ki yazmışsın galeano'nun sözünü.
"ben her zaman boğanın tarafını tuttum, matadorun değil."
ne güzel bir tavırdır bu. sağol paylaştığın için, duymak iyi geldi.
İşte böyleleri patron oluyor galiba, ben de buna bozuluyorum. Okumaktan tek anladığı dosya okumak demek ki, yazık ona. Okuma sen, hödük kal hakkaten; bu kafaya edebiyat-bilim-felsefe de çaresiz kalır bence. Okuyan adamla dalga geçmek, iyi hissettiriyor. Böylelerinin en sevdiği laf "Okumuşsun ama eşeklik baki kalmış" Bkz Hülya Avşar...
SilGaleano, edebiyattan öteye geçmiş, kalemi nasılsa hayatı da öyle. Şimdiyse iktidar yanlısı yalakalara 'sanatçı' diyorlar, başbakanla aynı kareye giricem diye birbirlerini eziyorlar, ayıp yahu! Senin yazdıkların da iyi geldi, kahrolsun uyuz ve cahil patronlar :)
merhaba,
YanıtlaSildünyadan daha doğrusu ülkemden bi haber olma durumunu bile göze alarak o kadar az haber okuyor ve izliyorum ki halil ogretmen den yazını okurken ögrendim ve içim parçalandı..ahh keşke devamını okumasaydım dedim :(
nasıl acınası insanlar var ve bunlar bizi yönetiyor,kendilerini sehirlerinin, ülkelerinin sahibi bizleri de ağızlarından çıkacak her lafı uygulayacak köleleri olarak goruyorlar..
cok sey söylenir de bunlar ne anlar arası meçhul.. gerçekten cok sinir bozucu.
offf ne kotu !
iyice bunalım olmadan bitireyim:)
sevgiler..
mine u.
Merhaba Mine,
SilSabah Ali Ağaoğlu'nun, sitesinde oturan ve düzgün bir yönetim için dernekleşen insanların toplantısını basıp dernek başkanını yumrukladığını, tehdit ettiğini okuyup iyice sinirlendim.
Bu cahil, sonradan görmeleri bu iğrenç, soyguncu sistem büyüttü. Para babası sülükler haline getirdi, elbirliğiyle İstanbul'un da ülkenin de içine ettiler. Para var ya, yeter; her şey onların, her şeye hakları var. İyice palazlandılar. Neyse gün olur devran döner, o betonların altında kalırlar. Ben de iyice ağzımı bozmadan bitireyim :)
Öğretmene çok üzülmüştüm :(
YanıtlaSilÜzüldüğüm çok şey oluyor büyüdüğümden beri bu memlekette... keşke oğlum yavrulaırmız büyüyene kadar değişse güzelleşse insanlar..
:((
Patrondan da tiksindim... aslında acıdım yaa.. biz çok şanslıyız bence.. okumak dünyanın en zevk veren tatmin eden eylemi bence.. ben az yada çok okumadan yazmadan yaşayamam..
Kubilay bu ara kitapları boşladı gibi :( hemen önlem almalıyım..hep oyun hep oyun olmaz kitap özendirme saatlerine başlamalıyım tekrar..
http://loveandsmile.wordpress.com/
Ay yanıtı yazmış ama yollamamışım, süt kafası :/
SilValla sayelerinde, üzülecek/sinirlenecek şey bulmakta milletçe zorlanmıyoruz. Çocuklarımız büyüyene kadar değişir mi pek umudum yok aslında, bu seçimden umutlu olmak istiyorum; beşki giderler? Patrondan biz de tiksindik, o da nizi sevmiyordu ki hepimizi kovdu sonradan ama gerizekalı olduğu için ajans da battı :) Ben de bu ara okumaya çalışıyorum, kız bez kitaplarınu ağzına sokmayı tercih ediyor :) Kubilay'ı öperim, okusun da büyüsün!
aslında yazı makale çok güzlde... benim gözlemlediğim okudukça cahilleşen kendini beğenmiş ukala bir kesim yetişiyor...okudukca güzelleşmemiz gerekirken neden ? diye sorgulamamız gerekmi yormu...
YanıtlaSilO da doğru,kendinden başka kimseyi önemsemeyen snob bir güruh. Cahiller kadar tehlikeliler, bildikleri üstüne bol gelen ukala tipler.
Silnerelerdesiiin
YanıtlaSilGeldim sonunda, biraz uzun sürdü :)
Sil