Hava simsiyah, soğuk ve yağmurlu... İzmir'den bir arkadaşımız geliyor, birkaç gün misafirimiz olacak. Ona kahvaltı hazırlayıp bıraktım. Sonra yağmurluk-şemsiye donanımıyla çıktım evden. Metro+metrobüs ikilisiyle ofise ulaştım.
Yolda aklıma geldi, organize ettim arkadaşları, "Tost yemeye son, içimiz kurudu la" kahvaltısı yapalım diye. Dörtlü Voltran olarak yemekhanede buluşup domatesli-peynirli-zyağlı-kekikli ve hatta şokellalı kahvaltımızı yaptık bol muhabbetle. Yemekhane elinden geleni yaptı bence. Bu sevimsiz kara güne böyle başlamasak, dayanamazdık gibime geliyor.
N'apalım, biz koltuklarda ya da kapalı odalarda çaylı-kahveli dedikodu yerine, en mühim öğünü şenlendirmeyi uygun buluyoruz haha! Hem işten ve iştekilerden başka konuşacak daha güzel konular var hayatta. Dünkü şiddetli tartışmadan sonra ders almayıp da laf edenin ağzına zeytin çekirdeği tıkarım, o enerji damarlarımdaki şokellada var!
:) ne güzel başlamışsın güne. artık insanların dedikodusa maruz kalmaktan insan bunalıyor
YanıtlaSilgüzel başladıydı valla, sonradan sevimsiz şeyler de oldu ama umursamadım. dedikodu bitmez. sinirleri sağlam tutmak lazım.
Sil