12 Ekim 2010 Salı

Teknoloji, selülozu öldürür mü?

Teknoloji gelişmekte; i-pod, i-phone, i-pad, i-book... Bir i-çılgınlıktır gidiyor. Bunlardan sadece i-pod'a sahibim, kendimi çok da Apple delisi hissetmiyorum. Neyse, konumuz bu değil.

Tartışılan bir mevzu var, o da şu ki; internet ya da dijital teknoloji basılı gazeteyi, kitabı, dergiyi öldürür mü? "Belki öldürmez ama süründürür" diyenler de mevcut. Bu, "Sinema tiyatroyu öldürür mü?" geyiğine benziyor. Açıkçası gazetelerin internet versiyonlarını pek sevemedim. Pratik olduğuna şüphe yok; elleri boyamıyor, yer kaplamıyor, vapurda filan yanda oturanın burnuna sokmadan da okunabiliyor; e pek güzel. Ama sürekli bir videoya bakın uyarısı, banner'lar, pop up'lar, yanıp sönen bir şeyler, fotoğrafa tıklayın'lar... Cancanlı, kımıl kımıl. Dikkati sürekli dağıtan bir şeyler...


Tutucu değilim, bak magazine pek sevdiğim bir dergidir misal. Sayfa çevirme efekti bile var. Aynı zamanda altkitap da sevdiğim sitelerdendir. Online yayınevi. İndir kitabı, oku; mis. Ücret ödeme. Üstelik korsan da değil, 10 yıllık bir oluşum. Kuruluş hikayesi burada. Sevdiğim yazarlardan Ayfer Tunç'un işleri ise şurada. Roman, deneme, anlatı, ne ararsanız...

Evet, evde, kanepede, yatakta, vapurda, trende, serviste, otobüste... kitap okumayı; kitabın sayfalarını çevirmeyi, elimde kağıdını hissetmeyi severim. Haftasonları bir sürü gazete alıp içlerinden matruşka misali çıkan ekleri karıştırmayı da. Selülozun kokusu başka.



Bilemiyorum, belki de alışırım bir gün bu elektronik kitaplara, dergilere... Ağaç kesilmeden okunan, ertesi gün çöp olmayan şeylere... Ama ya alışkanlıklar?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder