3 Aralık 2010 Cuma

Ergenistan

Blogu annem de okuyormuş, "Birazcık mutlu ol, öyle şeyler yazma, bardağın dolu kısmını gör" dedi. E peki. Kendimi isyankar ve de bunalım ergen gibi hissettim, iyi mi? Bi daha da günlüğü ortalarda bırakmayayım, hmm...


Üzülme canım benim, üzülme sen, kıyamam. Herkesin böyle dönemleri olur. Bunu da oraya-buraya kusarak rahatlamaya çalışır. Misal ben selülozdan ziyade buraya kusar oldum, teknolojik bir ergenim demek ki. Ergenken günlük, bu devirde blog. Durum bundan ibaret yani. Polyanna olamam, kendisi bana küçükken de salak gelirdi zaten. Bardak da her zaman dolu gibi görünmüyor hem. Arada sallanıp dökülünce, yarısı boşalıyor haliyle. Bazen dökülmüyor bile, buharlaşıyor sanki içindeki. Anlamıyorsun.

Belki havalardan, belki beynimdeki bir kimsayalın azalmasından oluyordur bunlar. Belki sadece gazım vardır. Belki reglatör haftadan aya yayılmıştır. Belki her şeyim vardır da, sopa istiyorumdur. Belki, belki, ne bileyim... Sebebi çok basit olabilir yani, endişeye mahal yok. Hayata küsmüş, derbeder olmuş değilim çok şükür.

Ayrıca 30 yaş depresyonu bilmem ne de yalan; tek gerçek depresyon "Hayat geçiyor ve ben bir halt edemiyorum ulen!" depresyonudur. Sen kanepede yayarken yanından geçiyor gibi sanki, bir bakıyorsun; aa hayat, e iyiydik nereye? İş, trafik bile hayattan bezdirici olabiliyor yeri gelince. Burası büyük şeer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder