6 Aralık 2010 Pazartesi

Pazartesi ama ne gam



Mutluyum, mutlusun, mutlu :) Ve evet, annem haklı. Yine. Bir sürü sebebim var mutlu olmak için. Nankörlük etmemeli... Ne demişti, hah bardağın dolu kısmı.


 "Bir insanı sevmekle başlar her şey" demişti ya şair, akabinde ekliyorum: "Ve mutlu etmekle devam eder..."

(Gereksiz ayrıntı: Geçenlerde kol saatimin fırlayan yayı, laptopta tuşların altına girdi. Önce l'deydi, l zor basıyordu; şimdi i'de. Efor gerekiyor.)

Hafta sonu güzeldi. Ikea, Mediamarkt, ölenin yerine nihayet alınan yeni cep telefonu; Due Date, sürpriz 40'lama, rakı ve fava... Ama yine düşündüm de, hafta sonları İstanbul'da dışarı çıkmak, trafikte olmak sağlam sinir, derya sabır gerektiriyor. Alışveriş merkezleri, içine şeker düşmüş karınca yuvası misali kalabalık. Yılbaşı çılgınlığı her yeri sarmış. Bu şehirde yaşamak zorlaşırken, ota sapa övünen afişler, billboardlar vs hakkaten komik.

Kış gelmiş, olsun. Kestane kebap zamanı. İyi haftalar...

Not: Bu film, eğlenceli. "Hangover" kadar ya da değil, hoş işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder