12 Kasım 2011 Cumartesi

Akşamcı

Eh, neyse ki dün kıyamet kopmadı. Ben de pis yağan yağmuru dışarıda bırakıp evime geldim. "Paris" isimli Juliette Binoche'lu bir film izledik filan... Önde dansçı hasta oğlan, arkada Paris olan bir filmdi. Bugün evden dışarı çıkmaya niyetim yok, takılırız işte sıcak sıcak.

Dün akşam apartman paspasında iki velet kedi vardı. Çok üşüyorlardı. Kafalarını yukarı doğru cama uzatıp arkamdan bakınca dayanamadım. İçeri aldım bunları ittire ittire. Sonra eve gidip mama getirdim. O kadar acıkmışlar ki, resmen mamanın ortasına yatıp yemeye başladılar. 

İzmir'deki son gecemizde, arkadaşlarla rakı soframıza dadanan velet geldi aklıma. Önce yerden kucağımıza zıplamaya, ordan masaya çıkmaya başladı. Sonra masanın yanındaki ağaca tırmanıp ordan mezelere pike yapmak daha çok hoşuna gitti. Omuzda kızarmış ekmek yiyerek başladı geceye, ardından domates ve balık yedi. En son limon da yalayınca pes ettik. Bir tek rakıya hallenmedi sanırım. Ve ağaçtan masaya pikeleri bütün gece sürdü. Göbeği şişip dolduğu halde, yarın bulamam psikolojisiyle tıka basa yedi. Evde 2 koca oğlan olmasa, cebime atardım kendisini valla.

Bi orta kahve olaydı iyiydi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder