Abimin bana dinlettiği ilk gruplardandır AC/DC. "Rock'n Roll Train" ise uyuz uyuz otururken ofiste, kulaklıktan son ses gelince bünyede elektrik verilmiş etkisi veren şarkılardan...
Hele Thunderstruck, oy oy... Rusya ellerinde kulakların çınlasın be kuzum...
30 Mart 2012 Cuma
Steve McCurry: A Retrospective
2011 Leica Hall of Fame ödüllü Magnum fotoğrafçısı Steve McCurry'den kareler...
Kodak
Kodak kapanma noktasına gelmiş olabilir, dijital çıkınca son negatif fim de tarihe karışmış olabilir... Ama şu makinenin güzelliği baki. Babamın evdeki antika daktilosu gibi, gözümü alamıyorum eski fotoğraf makinelerinden.
29 Mart 2012 Perşembe
Çakıltaşları
Çakıltaşlarını çok severim. Her gittiğim yerden toplar; şapkaya, havluya, cebime doldururum. Gülle gibi olur çanta, bavul. Bodrum, Kaş, Cunda, Foça, Ayvalık, Datça, Kuşadası, Kaputaş Plajı... Bir sürü yerden topladım.
Eskiden annem "Ne yük ediyorsun kendine bunları?" der, bana çaktırmadan atardı bir yerlerde. Neyse ki bey karışmıyor. Evde cam vazolarda, dolu çakıltaşı var, seviyorum... Bazılarının üstü böyle yazılı. Ama hepsine de yazılmaz ki.
Eskiden annem "Ne yük ediyorsun kendine bunları?" der, bana çaktırmadan atardı bir yerlerde. Neyse ki bey karışmıyor. Evde cam vazolarda, dolu çakıltaşı var, seviyorum... Bazılarının üstü böyle yazılı. Ama hepsine de yazılmaz ki.
28 Mart 2012 Çarşamba
Hobbitköy
Kiracı olurum ben buraya, postalarımı da düzenli kontrol ederim. Çiçekleri de sularım. Valla.
Uyuyakalma hakkı
Sabah kalkasım değil de, uyuyakalıp tembellik edesim geldi. Ama olmadı tabii. Uyuyakalamadım. Oysa arada uyuyakalma hakkı olmalı insanın. Lakin cep telefonları sırayla, susmak bilmeden çaldı durdu...
Sevimsiz, kasvetli havada kalkıp yola düştüm. Bahar geliyordu ama bugün vazgeçmiş bir hali vardı. Bulutlu, soğuk bir hava... Metrobüste sırf oturabilmek için birbirini ezen, üstgeçitlerde birbirinin üstüne çıkan, inmek/binmek isteyene yol vermeyen yaratıklardan bir kez daha tiksinip, sonra da ofise gelip bitmek bilmeyen toplantılara katıldım. İş listem kabardı da kabardı... Hava herkesi baymış ki, "Çalışasım yok bugün" diyordu yanımdaki.
Şu aşağıdaki salıncağa gömülüp alttaki yavru baykuşlar gibi kitaplığa dadanmak? Evet.
Sevimsiz, kasvetli havada kalkıp yola düştüm. Bahar geliyordu ama bugün vazgeçmiş bir hali vardı. Bulutlu, soğuk bir hava... Metrobüste sırf oturabilmek için birbirini ezen, üstgeçitlerde birbirinin üstüne çıkan, inmek/binmek isteyene yol vermeyen yaratıklardan bir kez daha tiksinip, sonra da ofise gelip bitmek bilmeyen toplantılara katıldım. İş listem kabardı da kabardı... Hava herkesi baymış ki, "Çalışasım yok bugün" diyordu yanımdaki.
Şu aşağıdaki salıncağa gömülüp alttaki yavru baykuşlar gibi kitaplığa dadanmak? Evet.
26 Mart 2012 Pazartesi
Kocayayla
Hafta sonu güzeldi, dinlendirici ve de yorucu geçti. Beyin off-road tayfasıyla Bursa Keles yollarına düştük. Kamp için istikamet Kocayayla idi. Şehir günlük güneşlikken, dağlarla yaylada hem güneş hem kar vardı. Önce Keles'ten alışveriş yapıldı: Sucuk, köfte, rakı, su, ayçekirdeği, çikolata, köy ekmeği, mis domates, köy peyniri... Ardından yaylaya çıkıldı.
Çadırlar kuruldu, ateşler yıkıldı. Sucuklar çubuğa takılıp ateşe uzatıldı, köfteyle yan yana ızgaraya yatırıldı, ateşle beraber muhabbet de harlandı. Ateş başında sohbet, köfte-sucuk, şarap, çikolata, üstüne çay derken uyku bastırdı. Parlak yıldızlar dibimizde, çadır şu ağacın ardında, uyku tulumlarına doluşuldu.
Sabah? Kahvaltıda köy yumurtasıyla menemen, sucuklu yumurta. Rakım yüksek, oksijen bol, manzara nefis. Uludağ karşımızda. Etrafta kampçılar, bir de birkaç meraklı ve talepkar köpek... Hepsi o.
Velhasıl, bahar geldi hoş geldi!
Çadırlar kuruldu, ateşler yıkıldı. Sucuklar çubuğa takılıp ateşe uzatıldı, köfteyle yan yana ızgaraya yatırıldı, ateşle beraber muhabbet de harlandı. Ateş başında sohbet, köfte-sucuk, şarap, çikolata, üstüne çay derken uyku bastırdı. Parlak yıldızlar dibimizde, çadır şu ağacın ardında, uyku tulumlarına doluşuldu.
Sabah? Kahvaltıda köy yumurtasıyla menemen, sucuklu yumurta. Rakım yüksek, oksijen bol, manzara nefis. Uludağ karşımızda. Etrafta kampçılar, bir de birkaç meraklı ve talepkar köpek... Hepsi o.
Velhasıl, bahar geldi hoş geldi!
23 Mart 2012 Cuma
"Senin beynini seviyorum"
diyenlere gelsin...
Mis gibi beyin, kan yapar. Önce beyni sonra kafatasını yemeli.
Mis gibi beyin, kan yapar. Önce beyni sonra kafatasını yemeli.
22 Mart 2012 Perşembe
Göbek içi/dışı
Bir içeridesin, sonra hop, dışarıda. "Çember" şiiri/şarkısındaki gibi.
Çadır-hamak
Ne kadar rahattır bilemem ama eğlenceli görünüyor...
Kampa gittiğimizde bunu bir düşünelim :) Kaynak şurası.
Kampa gittiğimizde bunu bir düşünelim :) Kaynak şurası.
21 Mart 2012 Çarşamba
Topuklu sapan vs
Ayak bileğimi kırdığımdan beri topuklu pek giymesem de, enteresan modeller varmış... Bazıları da pek acayip ve giyene yüksek sesle gülerim, belirteyim. Neyse, meraklısına.
No traffic
İşten eve motorla gitsem (aşağıdaki eve bittabi), motoru evin önüne bağlasam...
Trafikmiş, egzost dumanıymış, yok efenim kürek çekmekmiş umursamasam...
Güzel olmaz mı? Evleri beşledim, var mı artıran :)
Trafikmiş, egzost dumanıymış, yok efenim kürek çekmekmiş umursamasam...
Güzel olmaz mı? Evleri beşledim, var mı artıran :)
Bünyede bahar etkisi
Bahar ister istemez insanı iyimserliğe itiyor galiba. Ki bu güzel bir şey, haşa, şikayetçi değilim. İşten çıktığım zaman havanın aydınlık olmasını, güneşin yüzümü yalayıp sırtımı okşamasını, ince kıyafetlerle ortalıkta dolanmayı, ağaç dallarındaki tomurcukların çiçeğe dönmesini, sağda solda pırtlamış papatyaları görmeyi seviyorum.
Kardan çamurdan, gamdan kasavetten yıldım zira. İş-miş, hastalık... Ruh yorucu. Başka dert olmasın, sağlık daim olsun da... Bir detoks varsa ruha iyi gelen, kabulüm. İçinde çilek, çikolata varsa memnun olurum.
Gezme-dolanma, bünyeyi doğaya salma zamanı gelmiştir. Araba ya da bisiklet bizi nereye götürürse artık... Dere-tepe, çayır-bayır, deniz kenarı-yayla... Bekleyin da!
20 Mart 2012 Salı
Pirinç niyetine
Biz ergenken, böyle cam tüpler içinde pirinç olan kolyeler vardı. Yaz nostaljisi. Alttaki de benzer bir dilek kolyesi... Beğendim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)