8 Eylül 2014 Pazartesi

Eylül


Eylül geldi. Pat diye. Kuşluk vaktinden uyanana dek korkunç gökgürültüleri, patlayan şimşekler dinmedi. Pek uyumadım, arada bölük pörçük sızdığımda da  tuhaf rüyalar gördüm. Babam ölmemiş meğer, bir yerlerde saklanmak zorunda kaldığı için öyle gibi göstermişler. Bir seviniyorum uykumun arasında saçma sapan. Sonra uyandım. "Rüyaymış ya, of rüyaymış!" deyip bayağı bi bozuldum.

Duş vs hazırlanıp attım kendimi yağmurda dışarı, zar zor bir taksi buldum. İlkokul 1'ler okula başlıyor, günlerden pazartesi, deli yağmur ve bir de üstüne kaza var... İstanbul için şahane beşli. Trafik berbat, 1.5 saatte geldim işe. Yanık balata kokusundan ve açlıktan midem bulandı yolda. Evet, Eylül geldi. Gelmeseydi iyiydi.

Eskiden beri Eylül ayını pek sevmem, güzü de sevmem zaten. Sonbahar depresif gelir, karanlık ve yağmurlu havalarda içim darlanır, büzüşür içime kaçarım. Koltukta kitap okumak isterim sadece, yağmur yağarken pencereden dışarı bakmak... 

Eylül'de doğdum, 16'sında. 36 Eylül önce. Çocukluğumda ve okurken hep okulların açıldığı güne denk gelirdi doğum günüm. Ama yazı ve ilkbaharı seviyordum, doğdum diye güzü sevemedim sadece. Oysa ilkbahar öyle mi? İlkbaharda böyle bir neşe, cıvıl cıvıl filan ortalık. Güzde uykuya dalan doğa uyanıyor. Tam okul ekme ya da denize gitme zamanı. İstanbul'da gidilecek bir sürü yer, o zaman var sanki. Boğaz, Adalar...

Yıllar geçti. Üç Eylül öncesi. Bu sefer evlendim, 10'unda. Bu sefer hiç kötü gelmedi Eylül. Sevmeye başladım hatta. Evlendiğimiz gün hava güzeldi, güneş vardı. Neşeliydik, mutluyduk. Sevdiğim bir sürü insan vardı o gün yanımda. Barışıyorduk sanki doğduğum ayla. 

Ve geçen yıl, yine Eylül. Bu sefer 20'si. Sabahın köründe aldığım telefonla allak bullak olup bulabildiğim ilk uçağa binişim, uçakta sürekli ağlayıp dua edişim... "Lütfen hayatta olsun, lütfen" Meğer çok geçmiş tüm bunlar için. Kara haber beni bekliyormuş zaten İzmir'de, söylememiş kimse bana. Daha 4 gün önce 35. doğum günümü, 10 gün önce de 2. evlilik yıldönümümü kutlamak için arayan babam... bizi bırakıp gitmiş. Bana, kızına bir veda bile edemeden. Kocaman bir mutsuzluk oturdu sabah sabah böğrüme. Eh Eylül, alacağın olsun. Bilemedim ne hissedeceğimi Eylül'le ilgili, ilişkimiz gel-gitli. Seven var mı ki?

14 yorum:

  1. "Babam ölmemiş meğer, bir yerlerde saklanmak zorunda kaldığı için öyle gibi göstermişler."

    Bana da öyle geliyor, bir gün bir yerlerde rastlayacakmış gibiyim hep..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rüyanın gerçek olmasını hiç bu kadar çok istememiştim. Uyandığıma pişman oldum. O his hiç geçmedi, Karadeniz'e gitsek ya da Foça'ya; bir ağacın arkasında, yapraklarını kurcalarken babamı görecekmişim gibi geliyor. Buluşmayacaksak eğer, göçüp gidenler yok oluyorsa, bu çok büyük haksızlık...

      Sil
  2. Rüyalar ne garip şeyler, bazen nasıl da o kadar gerçekçi olabiliyorlar, bitmesini istemediğim rüyadan uyanınca gerçekten kaçmış gibi hissediyorum çoğu zaman. Eylül değil ama doğduğum ay olan ekim'i seviyorum. Eylül ayına karşı güçlü hislerim yok nedense. Yine de sonbaharda olmak hoşuma gidiyor, bir de ardından kışın geleceğini bilmesem daha iyi olurdu. O sonbaharın hüznü, dingin havası, renkleri bana çok hitap ediyor ve ilham veriyor. Yaşadıklarımızla doğru orantılı bu yılları, mevsimleri ayları sevme durumu, ölümlerin olduğu zamanları ben de sevmem, soğuk gelir yaz sıcağında bile olsa. Ağustos ayının 18 inde evlendik biz ama o gün haricinde ağustosu sevmiyorum, bir de haziranı sevemedim nedense..Hayat bir garip işte nerede nasıl davranacağı belli olmayan huzursuz insanlar gibi, bizi de kendine uyduruyor bir biçimde!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eylül beni imtihan ediyormuş gibi hissediyorum. Bir güldürüp bir ağlatıyor, ama bel altı vuruyor bazen. Sevemedim. Rüyayı hiç sorma, uyanıp da yatakta olduğumu fark edip de hayalden gerçeğe toslayınca çok bozuldum. Öyle böyle değil.

      Sil
  3. Babam da benim doğumgünüme yakın öldü. :((((
    Eylül'ü seviyorum ben, ama babam bu ay ölmüş olsa külahları değişirdik sanırsam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok berbat bir his... Kutlama yapmak filan istemiyorum. Laylaylom, 4 gün sonra babamın mezarında olmak... Tuhaf.

      Sil
  4. Hiç Eylül sevilmez mi? Henüz kış gelmemiştir ve de yaz bitmemiştir. Neyse benim gibi emekli olman gerekecek Eylülü sevmen için:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilmiyor işte... Benim için yazın bitişini anımsatıyor. Ama belki acı çağrışımları da biraz olsun hafiflemiş olur emekli olduğumda... Umarım :)

      Sil
  5. Eylül de hayat gibi... bir öyle bir böyle.. ben hayatı seviyorum eylülü de seviyorum...sevmeliyim....bazen zorluyorum..ama bazen zorlamalı ...
    Nice yılları aşkla mutlulukla paylaşın eşinle dilerim..
    dilerim eylül aylarında tatlı meleğin yavrun sana hep tatlı şeyler yaşatır ve acıları anıları onula paylaşarak güçlenir rahatlarsın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, mutedil dalgalı... Ben de zorluyorum ama bazen çok zorlaşıyor. Hormonlardan mıdır nedir, olmadık yerde olmadık şeylere dökülüyorum. Babam zaten hep aklımda, hakkaten sokağı dönünce kaşırma çıkacakmış gibi hissediyorum. Tuhaf bir his, anlatmaya çalışırken kelimeler yetişmiyor ya bazen imdada, aynen öyle.
      Güzel dileklerin için çok teşekkür ederim, her şey güzel olsun, yolunda gitsin; hepimiz için. Bebeğe ok mu anlam yüklüyorum bazen diye de düşünüyorum, bütün dertlerimi ona yüklemiş olmak istemem, ama bambaşka bir his olduğunu söylüyor herkes. Yaşayıp göreceğiz. İyi bir insan, vicdanlı bir 'birey' olsun; budur dileğim.

      Sil
  6. Bir ayın, mevsimin de güzelliğini belirleyen o zaman sürecinde yaşadıklarımız oluyor aslında... Yazınızı okurken kendi babamı kaybetmişçesine duygulandım. Benim babam hayatta; ancak babam gibi sevdiğim amcamı kaybettiğim zamanki hislerim de sizinkilere benzer şeylerdi. Kayıplarımızın verdiği hüznü belki hiçbir şey gideremeyecek ya da onların boşluğunu hiçbir şey dolduramayacak. Yine de Eylül'lerin, Ekim'lerin ve daha nice göreceğimiz ayların, mevsimlerin bizlere umut ve mutluluk getirmesini diliyorum. Doğum gününüz şimdiden kutlu olsun :) Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, bir yerle ilgili düşüncelerimiz nasıl oradaki hatıralarımızla paralelse, sanırım aylar ve mevsimler için de öyle. Her sene o mevsim, o gün geldiğinde insan ister istemez yine o olayları/hatıraları düşünüp etkileniyor. Bazıları çocuğa düşündüğümüz isim için bile bana "Ay o isimde çok gıcık birini tanıyorum, o ismi koyma" diyor. Sanki bütün o isimdekiler aynı olacakmış gibi...

      Babanızın hayatta olmasına sevindim, dilerim sağlıklı ve mutlu nice yıllar geçirirsiniz birlikte. Kayıplar, içimizdeki ve hayatımızdaki dolmayan boşluklar aslında. Hep kendini hatıratan sızılar. Umarım tüm aylar, mevsimler hepimize güzellikler getirir. Böyle olamayacağını bilsek bile, kaldıramayacağımız yükler olmasın. Umutlu, sağlıklı mutlu günler getirsin hepimize. Çok teşekkür ediyorum güzel dilekleriniz için, sevgiler...

      Sil
  7. Eylül, yazın sıcağının, bunaltısının ardından bir serinlik, ferahlık ve huzurdur benim için.. birde gezmek için en güzel ay tabiki..
    özel durumlar ve acıyı hatırlatan durumlar ayrı konular..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllar önce yine bir Eylül vakti, tek başıma tatile çıkıp Gümüşlük'e gitmiştim. Hayatımın güzel tatillerinden biriydi. Sakin bir Gümüşlük, kalabalık yok, kazık fiyat yok, hava kavurmuyor nefis, deniz çarşaf gibi mis... Şahaneydi. Ferah ve huzurluydu evet. O zaman Eylül'ün de kazığını yememiştim henüz. O tatilde tek derdim kafamı dinlemek, en berrak suda yüzmek ve akşama nerde güzel yemek yiyip şarap içeceğimdi....

      Sil