26 Ocak 2014 Pazar

68




Bugün babamın doğum günü... Eğer yaşasaydı 68 yaşına girecekti bugün. O yüzden bu hafta sonunu geçirmek üzere geldim İzmir'e. Arada hem annemi gördüm, hem babamı ziyaret ettim... Ama gelişimi bu hafta sonuna denk getirmemin asıl nedeni, doğum gününde babam ve aramızdan ayrılmış iki arkadaşının anısına oluşturulacak hatıra ormanıydı. Üçü adına dikilecek fidanlarla büyüyecek kocaman bir orman...

Sabah erkenden buluştuk, kara bulutlar ve sağanak gözümüzü korkutsa da; günü kararlaştırmıştık. Üç aile; eşler, çocuklar, torunlar... Urla yakınlarındaki Kadıovacık Köyü'ne gitmek üzere düştük yola. Çeşme civarında sileceklerin yetişmediği bir sağanak dövdü yolları ama köye girdiğimizde sanki bıçakla kesildi yağmur.


Zeytinlikler içinde çok güzel bir köy, Kara Ahmet'in Yeri'nde kahvaltı ettik; köy yumurtaları, mis domatesler, kendi yaptıkları zeytin ve zeytinyağı, ıhlamur... İçeride lüks lambası, çıtır çıtır yanan odun sobası ve tahta masalarla sandalyeler... Üç kuşak koşturdu her bir şeyin eksiksiz olması için. Ahmet Amca, oğlu, torunları. Ahmet Amca "Kara Ahmet" lakabındaki gibi esmermiş gençliğinde, şimdiyse pamuk gibi bembeyaz saçları... Kahvaltı faslı bitince az ilerideki dikim yerine gittik. Birkaç fidanı diktik, tabela da yerine yerleşti. Fidanların kalanını da orman işçisi abiler halletti sağolsunlar... Baharda 2000 fidanın kalanı da ağaç ve orman olmak üzere toprakla buluşacak. Hem burulduk duygulandık hem de mutlu olduk.


Bugün, babamı ve iki arkadaşını bizimle, orada, yanımızda hissettim. Urla'nın Kadıovacık Köyü'nde üç arkadaş, ağaçlarla yaşamaya devam edecek. Eminim yanımızdaydılar bugün. Doğanın kucağında, huzur içinde yatsınlar... İyi ki doğmuşsun babam, iyi ki benim babam olmuşsun...


6 yorum:

  1. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.Sevdiklerimizin acısı katlanılması en zor olanlarından. Gün geçtikçe acın hafifleyecek sanırsın bilakis yerini daha bi sağlamlaştırır ama hiçbir zaman kanıksamazsın hep tazedir ,hep ilk günkü gibidir ,burnunu sızlatır. Belkide öyle olması gerekiyor unutursam hep haksızlık edecekmişim gibi gelir.Sevgili babacığın, benim anneciğim ve tüm kaybedilmiş sevdikler huzur içinde uyusun...

    YanıtlaSil
  2. Zeytin 2000 sene falan yasayabilen bir agac, biz gittikten sonra o dimdik hala..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, birileri toplu konut yapmak için filan sökmezse kökünden binlerce yıl yaşar hakkaten. Zeytin dalına bağladım bu fotoğrafı, bizim diktiklerimiz ise fıstık çamı olacak. Bir gün belki gölgesinde birileri oturup serinler...

      Sil
  3. Çok duygulandım yazını okurken ve ne kadar güzel bir şey yapmışsınız. Ağaç dikmek... Ağaç kadar kutsal, ulu bir şey yok benim için bu hayatta. İyi ki doğmuş baban ve enerjimiz hep burada, bazen bir beden insan olarak, bazen bir ağaç. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yorumunu okurken duygulandım... Babam orman mühendisiydi; ömrü ormanlarda, yangın nöbetlerinde geçti. Doğayı çok sevdiği için bu mesleği seçmiş. Bir ağaç yandığında, yiten bir insanmış gibi ağladığını bilirim.. O yüzden onu ağaçlarla yaşatmak istedik. Gün gelip biri o ağaçların gölgesinde otursa ne güzel olur. Sen böyle yazınca gözlerim doldu, belki ruhu bir ağaçtadır şimdi. İyi ki doğmuş hakkaten, çok özlüyorum onu.

      Sil