29 Ocak 2014 Çarşamba

Fırk fırk


Bu, ofisteki masamın hali. İzmir dönüşü şifayı kapmışım; ses oldu boru, burun ise patata. Hapşırıklar peşpeşe. Nurofen, burun açıcı Vicks ve pastile ek olarak bitkisel yollara da başvuruyorum. Bey sağolsun tavuk suyuna çorba yaptı akşam bana, oğlanlar da termaforluk ettiler gır gır.

Ofisteki çaycı abi ise bana bi sallama ıhlamuru bile getirmeyince, dedim kendim yaparım, n'olacak... Evden french press, limon, kabuk tarçın, karanfil ve ıhlamur aldım yanıma. Bir de abimin aldığı portakal sıkma makinesiyle evdeki 4 sıkma portakal. Attım hepsini pazar çantama. Nedir yani, altı üstü ıhlamurla portakal suyu. Metro ve metrobüste çift çantayla gelebildikten sonra... Tuvalette kızlar fişe taktıkları maşalarla saç ütüleyebiliyorsa, ben de mutfakta da fişe taktığım şeyle fır fır portakal sıkarım. İçtim, iyi geldi sanki biraz. Psikolojik olarak yani.

Çaycı abi geldi demin, masamdakilere ve burnuma bakıp "Ah, kıyamaaam" dedi, "Yaa" dedim, "Bana bir sallama ıhlamuru çok gördünüz, tesisat kurdum buraya." Kıyamadı hakkaten, gitti bir fincan ıhlamur da o getirdi. Tüm çemkirmelerimi geri aldım.

Kars'a kadar toplamam lazım bünyeyi. Gerçi -25 dereceden, damlardan uzayan buz dikitlerinden bahsetti sabah arkadaşlar. Çıldır'ırım gidemezsem, ayh neyse, kelime oyunlu kötü espri. Anne, okuyorsan için rahat etsin; daha iyiyim. Sabaha kadar 1-2 pijama değiştirecek kadar terledim, vücut artık kendini toplar. Kimse tanımasa da telefonda sesimi, duyduğun kadar fena değil vaziyet; Vicks buğu hakkaten lavabo aç etkisi yapıyor. 

Alışveriş listeme sıkmalık portakal, greyfurt, limon eklemem lazım. Evdekiler bitti. Bitkisel yöntemler hayat kurtarıyor, pazartesiye göre daha iyiceyim. Alışveriş listesi demişken, Yaşarken Yazılmış Tarih'te Michelangelo'nun alışveriş listesini gördüm. Pazara kendisi gitmeyip hizmetçisini gönderen ressam, kadıncağız okuma-yazma bilmediği için listedeki şeylerin resimlerini çiziyormuş. Listeye bir göz atınca ekmek, balık, ançüez, tortellini ve şarap dikkat çekiyormuş. 

 
Listenin orijinalini görmek için gidilmesi gereken yer de şurası: Casa Buonarroti Müzesi.

12 yorum:

  1. Çok çok geçmiş olsun :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Nesrin :) Ofisteki onca salgına direndim ama İzmir'e git-gel, sıcak uçak-ayaz hava filan bozdu bünyeyi :(

      Sil
  2. Çok geçmiş olsun..aynı durumdayım..ama uzun zamandır..kendimden sıkıldım artık burnumu koparıcam sonunda :)
    ilaç sevmeyen ben nurofen içiyorum 2 gündür düzenli..
    karabiberli pekmez tavsiye ederim öksürük varsa...
    tarihi liste çok ilgimi çekti bakınıcam şimdi o linke..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, ne pis illetmiş ya. Hapşır hapşır boğazım yırtıldı, her seferinde kediler kaçışıyor etrafımdan. Burnum silmekten eskidi, kavun kadar oldu :)

      Nurofen beni toparlıyor ama, ilk boğazım yanar gibi olanda içseydim bu kadar sürmezdi bile.
      Karabiberli pekmez? Deneyeyim, bir de görümcem turp içine ballı bi tarif vermişti; ben de onu yazarım.

      Liste ilginç evet, yazan Michalengelo olunca pazar listesi bile kıymetli tabii :)

      Sil
  3. Geçmiş olsun :) Yaşasın doğal yöntemlerle çabucak iyileşmek!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Ceren :) Ne bulsam içiyorum valla. Doğalından adaçayı, ıhlamur, kış çayı, sıkma portakal suyu... Pazar çantasında taşıdıklarımın ve beyin şifalı çorbasının payını yadsıyamam. Vicks'i de çocukluğumdan beri sürmemiştim, nostalji oldu :)

      Sil
  4. çok geçmiş olsun. Kars maceranızı bekliyoruz çünkü..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Gidebiliriz umarım, -15 filan biraz ürkütüyor :)

      Sil
  5. cok cok gecmis olsun , ilac icmeyen ben icin hasta olmakta cok sikinti :) Yasasin dogal yontemler :)
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Gönül ister ki ben de keçiboynuzu, turp, bal vs ile iyileşeyim ama pek olmuyor galiba. Dinlenmeye de fırsat olmayınca, ilaç destekli bitkisel ağırlıklı tedavi şart gibi. Ama Vicks gerçekten tıkanık burnu foş diye açıyormuş :)

      Sil
  6. ben burdan sağlam gönderdim, ben anlamam..! :P
    iki dakka bloglara uğramadık hasta oluveriyonuz! :)) geçmiş olsun... gerçi ben bunu okurken sen çok uz... ADGJADH :) düşmedim klişeye :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla doğru, annemle sen sağlam gönderdiniz ama İst'a döner dönmez bünye isyan etti :)
      Sağolasın, şimdi daha iyiyim. Kars'a gideceğim diye ıhlamura-karabibere boğdum kendimi ama hakkaten işe yaradı, oranın temiz havası da topladı biraz.
      Çok uzaklarda değil, bizzat İstanbul'da okuyabildim :P

      Sil