9 Mayıs 2014 Cuma

Piridin'li cuma

Dünden beri yağmur hiç dinmedi. Sabah zar-zor uyanıp işe gittim. Hava kapkara. Kıştan farksız. Sabahtan beri de durmadan yağıyor. Barajlar azıcık da olsa dolmuştur umarım, ananem sevinmiştir. Sevinecek bir şey bulmak lazım zira.


Öğlen tam toplantı yapacakken iğrenç ve keskin bir koku yayıldı ortalığa. Ben bizi yavaş yavaş zehirlediklerinden şüphelenirken mevzu anlaşıldı. Yönetim binasında bizim ofislerin en alt katında, laboratuvarlar var. Orada bir patlama mı, sızıntı mı ne olmuş... Bir anda herkes ağzını yüzünü kapatıp koşturmaya başladı. Sonra da duyuru yapıldı, bina boşaltılıyor diye. Aksiyon filmi setine döndü ortalık. Herkes bahçeye, yağmurun altına...

Yüzüme fularımı kapatıp paltomla çantamı kaptığım gibi bahçeye fırladım. Türlü laf döndü, yok sızan madde kanserojenmiş, yok yangın tehlikesi varmış, aman kısırlık yapıyormuş, bilmem ne... Tatil ilan edildi sonra. Ofislere girilmemesi, çok önemli eşyalarını unutanların da maskeyle girmesi söylendi. Kayınvalidemin anneler günü hediyesini unuttum misal, girip almama izin vermediler.

Bizim müdür "Laptoplarınızı alın, dışarıdan çalışırız. Acil işi olan kalsın" filan derken diğerleri bol su ve ayran içmemizi, eve gidip duş almamızı ve üstümüzdeki her şeyi yıkamamızı söylediler. Ofiste pazartesiye kadar ciddi bir temizlik, kimyasal arındırma olacakmış, Pzt salı çalışma durumu da duyurulacakmış. Müdürün dediği kısım hariç hepsini yaptım. Ne çalışması yahu, bilgisayar vs herşey içeride kalmışken? Ama iç iç, içim dışım ayran oldu. Boğazımda da bi gıcıklık var, huylanmıyor değilim. 

Piridin'miş yayılan madde. Biraz bakındım, ekşi sözlükte yazılanlar tırsma yarattı azıcık. Hem paniğe hem tatile sebep olan Piridin... Sayende acil iş, bugün bitmesi lazım denen işlerin hepsi yalan oldu. Çok da şikayetçi değilim aslında. Belli mi olur, akşama doğru süper güçlerim olur belki. Asıl o Piridin tüpünü elinden düşürüp bunlara sebep olan oğlanın halini merak ediyorum ben. Yazık...

Neyse, evimdeyim... Yukarıdaki deli son ses Soner Arıca açtı, ben de son ses Deep Purple. Bakalım  n'olacak? Piridin ya sabır ya da deliyle delirme gücü verir belki.

4 yorum:

  1. Lisedeyken kimya bölümündeydim. Önemli sınavlar öncesi koku bombası yapar farklı branşlardaki sınıflara satardık:) Tabi kendi sınıfımızda yapamazdık öğretmenlerimiz bizden daha uyanık çıkıp panzehirini yanlarında getirirlerdi. Bunu anımsadım yazını okuyunca. Demek ki bütün şirketlerdeki müdürler aynı önce iş sonra insan. İşiniz batsın.Ne zor şeydir insanın sırf hayatını idame ettirmek adına sevmediği işlerde çalışmak zorunda olması:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok acayipler, parya muamelesi. Millet çantasını zor kapıp çıkmış, hala diyor ki "Laptop'ınızı alın, kafeteryada çalışırız". Bugün gittik, koku hala geçmemiş. Herkesin boğazı yanıyor filan, evden çalışalım dedik; başka bir müdür "Bunlar hep işten kaçmak için, hiçbir tehlike yok" dedi.

      Neye göre bunu diyorsunuz, bu konuda yapılmış araştırma mı var; uzun dönem etkileri bilinmiyormuş mesela... Temizlendi diyorlar, nasıl temizlendi? Çamaşır suyuyla mı? Bugün boğazım kötü olunca, ben aldım bilgisayarı evden çalıştım. Mis gibi oldu, arada çamaşır filan da astım :)

      Sil
  2. Valla varsa öyle bir imkanın şanslısın:) Aslına bakarsan hepimizin işyerlerinde yaptığımız iş pc başında mail at telefon aç ona buna laf yetiştir. Pekala evdende rahatlıkla yapılabilecek şeyler. Ama klasik patron zihniyeti "elimin altında olsunlar bi sn boş bırakırsam salar bunlar kendini "mantığı hepimizi mıhlıyor 9-10 saat işyerlerine.Evvelden kar yağardı kimse işe gelemezdi tatil olurdu lanet metrobüs icat oldu oda kalmadı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evden yapılabilecek bir şey için kendimi riske etmek istemedim açıkçası. Ki yöneticilerin de bu konuda inisiyatif almasını beklerdik ama nerdeee, beklediğimizle kaldık. Altı üstü dediğin gibi, mail at, onay al, laf anlat, yazı yaz... Internet her yerde, ha ev ha ofis... Haliyle iş başa düştü. Aynen öyle bir zihniyet, salarlar kendini bu paryalar, hem mesaiye de bırakamam evde olursa. Para, insan hayatından önemli bu ülkede, maalesef. Ki Soma'da da bunu çok acı bir şekilde gördük bunu... İnsan hayatına verilen değer, sıfır.

      Sil