Dün akşam, sık gittiğim bir restoranda, çok acayip bir çiftin tartışmasına/didişmesine şahit oldum. Kamera şakası gibiydiler. Kız, belli ki cazgır bir şey, gözlerini aça aça, oğlana parmağını sallaya sallaya facebook’taki listesine eklediği kızların hesabını soruyordu. Oğlan da bir haltlar karıştırmış önceden belli ki, mimli; bir şeyler geveleyip duruyordu.
O kadar komik, öte yandan da o kadar sinir bozucuydular ki, karışık duygulara sürüklediler mekandaki herkesi. Kız acayip yapmacık, uyuz ve bilmiş bir şey gibi göründüğünden kamera aradım ben etrafta. İşin komiği hem didişip birbirlerini yiyorlar, hem de masaya gelen yemekleri götürüyorlar. Zehir oldu lan o yemek!
Kızın çemkirdiklerinden bir demet sunmak gerekirse:
- Hayatında ben varım artık, hareketlerine dikkat edeceksin! (Parmağını oğlanın gözüne gözüne sallayarak)
- Ben 26 yaşında karakteri oturmuş bir insanım, senin gibi bir öyle bir böyle değilim tamam mı? (Valla bana hiç öyle gelmedi)
- Kim o kız, geçenlerde eklemişsin; yoktu o daha önce listende?? (Oğlum kaç, ısıracak)
- Madem o şeylerin dışarıdan görülmesini sen engellemedin, şifren kimde var, kim yaptı o halde? Kenan denen o sevimsiz arkadaşın di mi? (Oo, arkadaşlarına da gıcık)
- Ben sırf sen sıkılma diye nişan elbisemi seçerken, saçımı-makyajımı yaptırırken seni götürmedim, ama senin umrunda değil! (Yok, ağdana da götür adamı bir de)
- Ya hala ne kadar umursamazsın ya, ne kadar vurdumduymazsın yaa! (Aha oğlan şimdi Hulk'a dönüşüp çatalı kızın burnuna sokacak)
- Şifreni değiştirmişsin, neden değiştirdin?? (Belli ki her gün kontrol ediyor)
- Ece midir Esra mıdır, bir daha onun fotoğrafına yorum yaparsan, bak görürsün ben sana neler yapıyorum o zaman! (Oo, bittin olm sen!)
Arkalarındaki masadaki bir amcayla ben de ilgiyle dinliyoruz, nasıl şey be bunlar diye. Resmen o masaya doğru uzadı kulaklarımız. Amca arada gülüyor bıyık altından, fark ediyorum; ben de peçete altından sırıtıyorum yer yer mevzuya. Çünkü o kadar salaklar ki! Çirkeflik diz boyu.
Bir yandan birbirlerini, bir yandan garsonun ha bire masaya taşıyıp durduklarını yiyorlar. Kız oğlanı zaten yedi bitirdi! Dır dır, vır vır… Oğlan desen gek gük… Dedim içimden, sizin işiniz zor be! Boşverin o parmağınızdaki kalın alyansları filan, olmaz bu iş. Hey gidi, yuva yıkan Facebook! Hem de daha yuva kurulmadan.
Bir ara düşündüm, devamını dinlemek için bi künefe söylesem mi aceba diye. Pek heyecanlı yerde kaldıydı ben hesabı öderken. Amaan dedim, boşver! Kalktım sonra.
Birbirlerine zerre güvenmeyen, saygı duymayan bir çift; çift midir yoksa yan yana durmaya kasan iki tek mi? Bana ikincisi gibi geldi. Cık, olmamış bunlar dedim. Bir cacık olmaz bunlardan. Elmanın yarısını al, armudun yarısına yapıştır. Oldu mu, olmadı!
Facebook hesabını karıştırmak, cep telefonunu kurcalamak… ne saçma, ne zavallıca!
Neyse, böyleyken böyle. Birkaç gün buralarda yokum. Hayırlı bazı işler için İzmir’deyiz J Heyecan? Olma mı? İlla ki!
Bu da arkadaşın Anneler Günü'nde Alaçatı'da bulup eve aldığı kedi hanımla yavrusu. Nefis bir Anneler Günü hediyesi bence.
Bir de işin garibi bu çiftlerden o kadar çok var kii, nasıl mutlu olur bu insanlar bilemedim. Hadi bunla olmamışlar, ilişki anlayışları o kadar farklı ki her birlikte oldukları insana aynısını yapıcaklar.
YanıtlaSilBu arada bütün bloglar bir olmuş kedilerini paylaşıyo, ben de istiyorum artık yeter. Annemle hoş olmayan bir konuşma yapacağım bu akşam sizlerin yüzünden:)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilbenim açımdan davranış önemli, kız-erkek yapmış; mühim değil. zavallıca olan, birbiri üzerinde tahakküm kurma hevesi...
YanıtlaSilblogunuz hayırlı ola.
@particle: bence almalısınız kedi, tavsiye ederim :)
YanıtlaSil