22 Mayıs 2014 Perşembe

Kaz Dağları'ndan güzel haber

Bir önceki yazıda şöyle yazmışım: "Uzak bir yerlere gitmek istiyorum, böyle yeşillik, sakin. Uzak olması da gerekmez aslında. Çanakkale'ye, Kars'a beraber gittiğimiz arkadaşlarımızla hep dediğimiz gibi 'Şuraya bi kulübe kondursak ya' dediğimiz güzel, yeşil, huzurlu bir yere. Etrafta sadece dere şırıltısı, keçi melemesi olan; domates biber yetişen bir bahçesi, arkada meyve ağaçları olan bir yere."

En son Biga-Çan taraflarında Dondurma Köyü'ne (ismine kurban) kampa gittiğimizde, kaldığımız yere aşık olmuş; 2-3 kalıp oraya özgü nefis beyaz peynirle birkaç şişe süte çok komik bir para (20 TL bile değil) ödeyince, oralarda avuç içi kadar bir yer alıp mini minnacık, kendi yapacağımız bir kulübe kondurmak için hararetli planlar yapmıştık.

Kaz Dağları candır, oo topluca yaşarız, keçi-tavuk besleriz... Domates biber ekeriz, çitler dikeriz. Kimse gelmesin diye değil, keçiler kaçmasın diye. Emre sonra organik tarımla ilgili bir sürü teori atmıştı ortaya. Kamp ateşinin başında hayaller hayaller... Hiçbir şey olmasa gelir kamp yapar, biraz nefes alır, temiz havasını solurduk yani. Sonrasında Eczacıbaşı'nın civarda altın arayacağını ve oraların talan olacağını duyup kahrolduk, bütün hayallerimiz yıkıldı. Su kirlenecek, hava kirlenecek; o yeşillik mahvolacak. Höf!

Canım E., bu sabah da bu güzelliği göndermiş; "Haydin gidiyoruz! Toprak alıcaz, hazırlan!" diye. Tam ofiste kahvaltı ediyordum, minik bi çığlık atıvermişim. Güzel haberler de duymak lazım arada. Azıcık nefes aldırın yahu!

Buğday Ekoloji Yaşam Derneği paylaşmış güzel haberi Facebook sayfasında, aynen alıyorum:


Kaz Dağları'ndan güzel haberler var!

Çanakkale'nin Bayramiç ilçesine bağlı Kurşunlu köyünde, Zafer Madencilik tarafından işletilen Feldspat madenine karşı açılan “ÇED gerekli değildir” kararının iptali ve maden ocağının ruhsatının iptali ile ilgili iki dava da sonuçlandı. İdare Mahkemesi, hem “ÇED gerekli değildir” kararını hem de maden ruhsatını iptal etti.

Maden arama çalışmaları, yörenin içme suyu ve tarımsal sulama ihtiyacını gören Bayramiç Barajı'na 1150 metre uzaklıkta; köye 75 metre uzaklıktaki Skepsis Ören Yeri yakınında devam ediyordu.

Yaşam alanlarını tehlikeye sokacağını düşündükleri maden arama çalışmalarını durdurmak için hukuki mücadeleye devam eden Kurşunlu Köyü sakinleri, yaptıkları eylemlerle de seslerini duyurmaya çalıştılar.

Kurşunlu'da 22 gün boyunca sürdürdüğü açlık grevi ile tanınan Bülent Behçet Özüren, kararın ardından bir açıklama yaparak “Ormanımız kesilince kaçan kuşlarımız, tavşanlarımız, arılarımız geri gelecek. Tel örgüleri sökecekler, binlerce fidan dikeceğiz. Gelecek nesillere gasp edilen ormanı hep beraber geri vereceğiz” dedi.

4 yorum:

  1. o kadar çaresiziz ki aslında..
    şu haberi duyunca sevinçten ağlıyoruz :(
    zaten baştan olmaması gereken hukukla eylemle uğraşa didine oldurulmadığı için

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanları bu çaresiz hale getirenler utansın diyeceğim ama, ne utanmanın ne insanlığın zerresi kalmış içlerinde. Açgözlülüklerinden, hoyratlıklarından yorulduk. Her gün birbirinden kötü haberler... Sokağa çıkmaya da korkacak insan, cenazeye gitmeye de, ekmek almaya da... Bu nasıl bir haldir! Bizi nelerle sevindirir oldu şu hayat :( Olması gereken oldu diye seviniyoruz yahu, nerenize sığacak onca para!

      Sil
  2. Bir kaçış var diye umutlanıyorduk ,İstanbuldan.Ama her şehir İstanbullaşmaya çoktan başlamış,gittik bizzat gördük,kaçışımız kalmamış..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul'dan kaçış için umut veren yerler hala var ama paragözler her dağı taşı altüst ederse kalmayacak. Kaçılan her yeri "Ayh, burası çok güzelmiş şekerim" deyip betonlaştırırsa kodamanlar, Bodrum'a olan her yere olacak. Sonra sıra Sinop'a, çan'a gelecek... HES, ÇED derken kuruttular her yanı! En iyisi, öyle bir yer bulunca kimseye söylememek galiba.

      Sil