2 Eylül 2011 Cuma

Palamut-rakı-Kristal Gün

Bir evi benimsemek için orada keyfin alasını yapmak lazım. Kim demiş? Ben dedim. 


Dün bir arkadaşımızla Kabataş'ta buluştuk. Kahve-sufle, epeyce muhabbetten sonra Karaköy'e yürüdük konuşa konuşa, av yasağı bitince şenlenen balıkçı tezgahlarına baktık. Hop, palamutları attık torbamıza. Yanına da marulla roka. Bindik vapura, Kadıköy'e bir geldik ki ortalık Kristal Gece'ye dönmüş. Bütün otobüs duraklarının camları inmiş, her yer kırık cam. Dünya Barış Günü'nü pek güzel kutlamışlar yani, anlamak mümkün değil...


Neyse, mahallemize geldik. Bakkalımızdan da yeşil bi 35'likle yeşil zeytin aldık. Taşınma aşamasında temizlik malzemesi ve içecek almaya başlayarak kaynaştığımız bakkal gülümseyerek "Ev hediyemiz olsun" deyip, güzelinden bir çift de rakı bardağı hediye etmez mi! Uu, değmeyin keyfimize!


Attım arkadaşları ızgaraya, koydum göbeklerine defne yapraklarını... Kırmızı soğanla domates bir tabakta zeytinyağıyla muhabbet ederken, yan kayıkta marullar, komşusu roka ile kaynatırken tokuşturduk kadehleri. Yanında da Türk Sanat Müziği. Dedik, en kötü günümüz böyle olsun. Bayram bitmiş kime ne, bizimkisi yeni başlıyor :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder