1 Eylül 2011 Perşembe

Tatlı ye-film izle-yay

Günler kaldı sayın seyirciler, geri sayım başladı :) Heyecan var mı, ee hem tatlı bir heyecan hem de tuhaf bir rahatlık var bünyede; çözemedim henüz. Mutluyum lakin.


"Evi yerleştirmeye devam et,  bayram ziyareti yapıp tatlı hüplet ama arada film de izle" düsturunu benimsedik efenim bu bayram. "The Darjeeling Limited", tavsiye üzerine hallendiğimiz bir eser oldu. Her şeyden önce renklerini sevdim. Sarı ve mavi bir film bu. En sevdiğim mavi ve turkuaz tonlarıyla bezenmiş. Trende ve Hindistan'da geçiyor. Birbirinden kopuk üç tırlak kardeşin, ekibi yeniden topluyoruz hesabı çıktıkları manevi yolculuğu anlatıyor. Baba ölmüş, anne ıssızlığa kaçmış. Hayatla hesaplaşmak, aramak ama azıcık bulmak, ucundan aydınlanmak üzerine bir film... İzledik, sevdik. Sevmeyen olursa da sorumluluk kabul etmem.



İkinci filmimiz de "HappyThankYouMorePlease". "How I Met Your Mother"ın Ted Mosby'si Josh Radnor yazmış, yönetmiş, oynamış. İyi de yapmış. İlk filmin renklerine, bunun da müziklerine bayıldım. Böyle "Garden State" tadında, güzel, yumuşak, gülümseten ve iyi hissettiren bir film. Arkadaşlık, ilişkiler filan ana eksende. Bir de New York tabii.



Adamımız genç bir yazar, kısa öyküler yazıyor. New York'ta yaşayan 20'lerinin sonundaki bu elemanla arkadaşlarının hayatına sokuyoruz burnumuzu. Filmde hep yanlış adamlara aşık olduğunu düşünen kadınlar, aşık çiftler ve süper resim yapan bir oğlan çocuğu da var. Özetle diyor ki, "Birilerinin seni sevmesine izin ver. Bak valla, buna değiyor ha!"

İzleyin, seversiniz. Sevmezseniz de, siz bilirsiniz. Şimdilik bu kadar hasbıhal yeter, ben sevgilimle kendime kahvaltı hazırlamaya gidiyorum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder