Okuduğum ilk Kafka kitabı "Dönüşüm"dü galiba. Peşinden "Aforizmalar"ı ve diğerleri geldi. Karanlık bir dünyası vardı, karamsar... Dünyaya geldiğine pişman gibi bir hal... İnsan onun kitaplarını okurken sanki kapalı bir hava olmalı dışarıda. Gri, kasvetli bulutlar toplanmalı tepesinde. Plajda Kafka okuyan görmedim mesela hiç.
Zaten dostu Max Brod olmasaydı, kitaplarının çoğunu okuyamayacakmışız. Çünkü Kafka, ölümünden sonra yakılması için yazılarını dostu Max Brod'a bırakmış; Brod ise sözünü tutmayıp eserleri bastırmış. Laf aramızda, iyi ki de tutmamış sözünü. Hayattayken basılan tek ünlü eseri "Dönüşüm"müş.
Gabriel Garcia Marquez’in ilk defa bir Kafka romanını okuduktan sonra “Neden olmasın, bunu ben de yapabilirim,” demesi şaşırtıcı değildir - See more at: http://www.edebiyathaber.net/franz-kafka-pesinde-kosmadigi-sohreti-olumunden-sonra-yakalayan-yazar/#sthash.fdYJl8m8.dpuf
Dönüşüm” Kafka’nın hayattayken basılmış tek ünlü eseridir - See more at: http://www.edebiyathaber.net/franz-kafka-pesinde-kosmadigi-sohreti-olumunden-sonra-yakalayan-yazar/#sthash.fdYJl8m8.dpuf
Şöyle demiş (yanlış hatırlamıyorsam) "Taşrada Düğün Hazırlıkları"nın bir yerinde Kafka:
"Evinden çıkman gerekmez. Masandan kalkma ve dinle. Hatta dinleme, yalnızca bekle. Hatta bekleme bile, kesinlikle sessiz ve yalnız ol. Dünya, maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz; kendinden geçmiş bir halde eğilecektir önünde."
Onu sürekli ezen babasının zoruyla hukuk okusa da hayatını yazmaya adayan, ancak yazdıklarının değeri ölümünden sonra anlaşılan Kafka, birkaç kez nişanlanmasına rağmen yazıdan vazgeçmesi gerekeceği korkusuyla hiç evlenmemiş. En unutulmaz sevgililerinden biri ise Milena'ymış, Milena Jesenska.
Toplamda iki yıl süren ve çoğunlukla yazıştıkları, sadece 4 gün yüz yüze görüşebildikleri ilişkileri için şöyle demiş Milena: "Hayatımda tanıdığım en garip insanın o olduğunu fark ettim ve hayatta hiçbir şey beni, onun kalbinin içini azıcık görebilmek kadar etkilemedi."
Kafka ise Milena'yı 'koca denizin, dibindeki minik taşı sevdiği gibi' sevmiş ama sonrasından korkmuş.
Kız kardeşlerinden üçü toplama kamplarında hayatını kaybetmiş. Acılarla dolu bir hayat, tam da yazdıklarındaki gibi. Memleketi Prag'da, Franz Kafka adına açılmış iki müze var. Birinde daha çok gravürlere, kitaplara vs yer verilmiş. Esas müzede ise romanlarındaki gibi karanlık bir ortam yaratmayı başarmışlar. "Türkiye'de de böyle bir müze olsa keşke" demiştim gördüğümde.
Karanlık koridorlar, uzakta bir yerde çalan telefonlar... Merak edip de çalan siyah kocaman telefonu açtığınızda, bir erkek sesi "Dönüşüm"den parçalar okuyordu. Bazı resimlerle fotoğraflara bakarken kendinizi çarpmaktan son anda kurtardığınız aynaların karşısında buluyordunuz.
Müzede beni en çok şaşırtan şey ise şuydu: Kafka'nın hayatındaki kadınların olduğu bölümde üç boyutlu, sürekli hareket ediyormuş gibi görünen görüntüler başınızı döndürüyordu... Hissettiğim baş dönmesi ve mide bulantısının, diğer arkadaşlarda da olduğunu duyunca rahatlamıştım. Bunlar dışında Kafka'nın çocukluğunun geçtiği evlerin, ailesinin, arkadaşlarının, sevgililerinin fotoğraflarını; mektuplarını, kitaplarını ve orijinal el yazısını da görebiliyordunuz.
Ve kapanış da Kafka'dan:
"Menziller ve yollar yoktur; yol dediğimiz şey, tereddütlerdir."
"Kabul edilebilir olandan değil, doğru olandan başlayınız."
“Kabul edilebilir olandan değil, doğru olandan başlayınız.” - See more at: http://www.edebiyathaber.net/franz-kafka-pesinde-kosmadigi-sohreti-olumunden-sonra-yakalayan-yazar/#sthash.fdYJl8m8.dpuf
"Ah, bütün yaptıkların, bütün konuştukların beni ne kadar üzerse üzsün; gene de bunlarda nasıl hayrıma bir taraf, hayrıma bir öz aradığımı bir bilsen!''
*Daha ayrıntılı bilgi için bu yazıyı okuyabilirsiniz. (Edebiyat Haber)
Kafka'yı daha iyi anlamak isteniyorsa Baba'ya Mektup da okunmalı bence :)
YanıtlaSilAyrıca Brod eserlerini bastırmasaydı demişsiniz ama Kafka'nın kitapları kendi hayattayken yayınlanmaya başlıyor zaten. Bana kalırsa-kontrol de edemedim tarihlerden ama- Max Brod sayesinde basaılanlar daha özel şeyler olmalı, belki Baba'ya Mektup, belki Milena'ya yazdıkları.
Sevgiyle,
Evet, bence de :) Çünkü babası hayatında çok önemli bir figür. Talihsiz anlamda ama yazınının temelini oluşturan o ruh hali, babası yüzünden/sayesinde.
SilBen neredeyse tüm eserleri ölümünden sonra yayımlandı diye biliyorum. Çünkü Cem Yayınevi, şöyle bir cümle kullanmış:
"Kafka'nın ölümünden sonra arkadaşı Max Brod'un hazırladığı bütün eserlerde 'Bir Savaşın Tasviri', 'Hikayeler', 'Taşrada Düğün Hazırlıkları' adlarını taşıyan üç hikaye kitabı; 'Dava', 'Şato', 'Amerika' adlarındaki üç romanı ve 'Günlükler'i yer almaktadır."
http://www.idefix.com/kitap/franz-kafka-butun-eserleri-13-kitap-takim-franz-kafka/tanim.asp?sid=ERBG1RDTV286CH7KQ7PA
Edebiyat Haber'de de "Dünya edebiyatına damgasını vuran bu ünlü yazarın neredeyse tür eserlerinin ölümünden sonra yayınlanabilmiş olmasını Prag’daki üniversite yıllarından beri yakın arkadaşı olan Max Brod’a borçlu olduğumuz pek bilinmez." cümlesini içeren ve Kafka'yı ayrıntılı anlatan bir yazı buldum, onun linkini de yazıya iliştiriyorum şimdi.
Sevgiler,
Kafka Maks Borda mektubunda şöyle diyor: Tüm yazdıklarımdan yalnız şunlar geçerlidir. "Hükm, Ceza Kolonisi, Dönüşüm, Bir köy doktoru, ve Qolodar. Yazdığım tüm diğer yazılar istinasız olarak yakılmalıdır.
SilVasiyetini şurdan okuya bilirsiniz
http://franskafka.wordpress.com/2013/01/20/v%C9%99siyy%C9%99t/
Araştırmacı kişiliğimi devreye soktum :) Bendeki can yayınlarındaki bir kitabında bir kavganın tasviri ve taşrada düğün hazırlıklarının 1912'den önce yayınlandığı yazıyor. Kültür bakanlığı yayıncılık'tan çıkan başka bir kitabında ise bir savaşın betimlemesi(1909), gözlem (1913), dava(1914), dönüşüm(1915), ceza sömürgesi(1919) ölümünden önce yayınlanan eserlerinden diye geçiyor. Ayrıca "3 Haziran 1924'te dostu Max Brod'a eserlerinin müsveddelerini yakmasını söyledikten sonra hayata veda etti." diye bir cümle de var. Ayrıca wikipedia'da da dönüşüm dahil bazı kitaplarının yayın tarihi ölümünden önce olarak geçiyor. Açıkcası internette ölmeden önce hiç eseri yayınlanmamıştı gibisinden bir cümle bile okuduğuma göre dezenformasyonun fazla olduğu bir tarih gizemi. Kafka'nın eserlerinin yok edilmesini/okunmamasını samimi bir şekilde isteyip istemediğini gerçekten bilemeyeceğimiz gibi.
YanıtlaSilBen de eve gidince kitapların içine dikkatlice bakayım :) İnternete güven olmuyor ama kitaplarını basan yayınevleri biraz daha doğru ilgi verir diye umuyorum. Benim bulduklarım da yukarıdaki mesajda yazdığım şekildeydi.
SilKafka belki de kitaplarının/günlüklerinin yayınlanmamasını gerçekten istemiyordu. Ya da kendine güvenemiyor, içten içe başka birinin görüşüne ihtiyaç duyuyordu. O zaman niye kendi yakmadı? Bazı kaynaklarda da Brod'un sekreterinin, eserleri kaçırıp yayımlattığı filan yazıyor. Gizem dizboyu. Samimi bir şekilde isteyip istemediğinden emin olamayacağız.
Ama Brod bastırmakla fena etmemiş bence, Kafka'nın son isteğini yerine getirmemiş evet, ayıp bu yaptığı ama kayda değer olduklarını görünce yakmaya kıyamamış da olabilir. Notların çoğu dağınık durumdaymış, birçoğunu düzenlemiş. Uğraşmış adam :)
Bu arada wikipedia'da uzun iki liste var, hayatında yayımlanan ve ölümünden sonra basılan eserler diye.
YanıtlaSilYaşarken yayımlanan eserleri arasında en bilineni "Dönüşüm" gibi gerçekten. Ölümünden sonra basılanlar arasında "Babaya Mektup", "Dava", "Şato", "Amerika" yer alıyor. Bazılarının ismini Brod koymuş.
Konu başlığı da ilginç: Kafka’nın müsveddelerinin yayımlanmasıyla ilgili tartışma :)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Franz_Kafka