Yer: İstiklal Caddesi, Beyoğlu
Zaman: 9 Temmuz 2013 (Ramazanın ilk günü)
Dün akşam, bu fotoğrafı gördüğümde şaşırdım. Ama sevinçten... Böyle bir şeyin Türkiye'de olabilmesi mutlu etti. Ayrıştırma, bölüştürme, ötekileştirme çabalarından ve oradan oraya çekiştirmelerden sonra insanların paylaşmanın, hep birlikte kocaman bir sofraya oturmanın keyfine varmasıydı güzel olan.
Ramazanda yapılmaya çalışılan kutuplaştırmaya aldırmadan, herkesi kucaklayan bir iftar sofrası kuruldu. Ve kutsal kabul edilen bir ayda, inanan-inanmayan, oruç tutan-tutmayan diye ayrışmadan iftar sofrasına oturuldu. Yer sofrasıydı, o yüzden "yeryüzü sofrası" oldu adı. Yemek yemek, bir lokmayı paylaşmak birleştirici bir şey. İnsanların anlatmak istediği de bu. Vurmadan, püskürtmeden, kışkırtmadan...
Sofra dediğin, böyle kocaman ve kalabalıkken güzel değil mi? İşte bu kocaman sofra insanları bir araya getirdi, zorla/parayla toplanmadığı belli o neşeli kalabalık İstiklal Caddesi'ni baştan uca geçen bir sofraya birlikte diz çöktü.
Gezi Parkı'nda olanlar zaman içinde hepimizi şaşırttı, dönüştürdü; şaşırtıp dönüştürmeye de devam ediyor. Kendi adıma bu şekilde şaşırmaktan/dönüşmekten mutluyum... İnsanların empati ve tahammül eşikleri yükseldi. Umutluyum, her şeye rağmen güzel ve aydınlık günler gelecek.
*Daha fazla ve ayrıntılı fotoğraf için buraya ve şuraya bakabilirsiniz.
*Daha fazla ve ayrıntılı fotoğraf için buraya ve şuraya bakabilirsiniz.
Neyse ki TOMA bozamamış iftarı, dibine kadar gelip durmakla yetinmiş.
Mevzuyu özetleyen şu fotoğrafı da eklemeden edemedim.
Mevzuyu özetleyen şu fotoğrafı da eklemeden edemedim.
ne güzel bir görüntü,değil mi :)
YanıtlaSilHerkesin getirdiği çeşit çeşit yiyecekle dolan sofralar; gülen insanlar, kocaman yürekler :)
SilMükemmel ve kusursuz.
YanıtlaSilHoşgörünün resmi.
Silİşte Ramazan'ın asıl ruhu bu.. Birlik beraberlik, kutuplaşma olmadan, herkese eşitlik, herkese demokrasi, herkese saygı.. Hayal gibi ama istendiğinde oluyor demek ki.
YanıtlaSilEvet, olması gereken bu zaten. Kimseyi ötekileştirmeden, kışkırtmadan, sen-ben diye ayırmadan; saygı ve hoşgörü çerçevesinde eşitlik... İstendiğinde ve sular bulandırılmaya çalışılmadığında oluyormuş gerçekten.
SilBenim anneannem yıllardır ilaç kullandığı için (eskisi gibi) oruç tutamıyor ve umarım mahalle baskısı yüzünden, sahurda mutfak ışığını yakmak zorunda hissetmediği günleri de görecek.