Bu değil tabii ki, azıcık değişiği :P |
Hayat bu aralar biraz komplike. Taşınma telaşları... Eve bu kadar çabuk kiracı çıkmasına sevindik, bir aksilik olmazsa 3-4 güne taşınıyoruz. Biraz sürpriz oldu gerçi. Olsun. Oturmayacağımız eve boş yere kira vermeyeceğimiz için mutluyuz, ama bir yandan da biraz iki ayak bir pabuca girdi. Neyse, evi görmeye gelen kiracılar çok şeker, genç bir çiftti. "Ne evler gördük bir bilseniz" diyen ürkek bir kızla, mevzuyu hemen sonuca bağlamak isteyen kibar sevgilisi. Kim bilir ne izbe yerler gördükleri için loş evden önce ürktüler, perdeleri açıp da güneş gözlerine girince sevindiler.
Rahatsızlık vermekten çekinerek gezdiler, evi ve oğlanları sevdiler, ama yoo dostum oğlanlar bizimle geliyor. Onların da tekir bi hatunları varmış. Sevimli bir çiftti, kanımız ısındı karşılıklı. Oğlanlar kendilerini hemen hoş geldin nidalarıyla buyur ettiler içeri zaten.
"Biz bunları şunları götürmeyeceğiz, sizde kalabilir işinize yararsa" dedi sevgili, hoşlarına gitti. Sonra "E ev bu kadar güzelken, siz niye çıkıyorsunuz?" dediler azıcık şüpheyle, dedik "Evleniyoruz ve buraya bunlarla (oğlanları göstererek) sığamıyoruz." Güldüler bu sefer. İçlerine su serpildi galiba.
Tünel'deki gaddar ev sahipleri, apar topar "Çıkın evimden" demiş çocuklara, zincirleme telaşın sebebi aslında bu. Ev sahipleri bazen pek acımasız ve açgözlü. Neyse pimapen, boya, kartonpiyer derken sonunda yeni evimize beklediğimizden biraz erken de olsa taşınıyoruz.
Haliyle bizi bu ara yorucu günler bekliyor. Tatlı yorgunluklar... Yıllarca tayinler yüzünden ev taşıyan memur eşi annemi daha iyi anladım şimdi. Sar, topla, kutula; aç, yerleştir... Bir de şu dizim iş çıkarmasa, daha mesut ve bahtiyar olacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder