Sıcak bir pazar. Dünkü koşuşturmadan sonra hedef, sakinlik... Sabah erkenden dışarıda yapılan nefis Van kahvaltısı, gazete keyfi. Pavorotti ile Bob Dylan çalan bir yer, püfür püfür de esiyor. Peşinden Türk kahvesi ve içinde sakızla ikram edilen su. (Pek hoşuma gitti.) Daha millet Moda'ya akın ederken, bitirilmiş kahvaltının peşinden eve varış...
Oğlanlar serin bir köşede miskin uykularına daldılar bile. Öğle yemeği kavun-peynir, mis. Bu deli öğlen sıcağında dışarıda dolanmak için deli olmak lazım.
Severek okuduğum kitaplardan birini aldım elime. Son Mektup/Bir Aşk Hikayesi, Andre Gorz.
"Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
Sevgili, tepeden toplanmış saçlarıyla bilgisayar başında. Ben, göbeğimde laptop ile kanepede. Obi totoşu yatakta, Yoda bezgini kolumdan kalkıp yerleştiği ayakucumda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder