20 Temmuz 2011 Çarşamba

Yuva yapmak üzerine

Necati gülümse!

Evlilik hazırlıkları, koşuşturmacalı bir süreç. Bir muamma. Bir heyecan fırtınası, telaş kumkuması bazen… Evlenmek; bir yastıkta kocamak, bir kanepede buruşmak, bir minderi çökertmek nefis. Ya öncesi? Keşke insanların yuva yapması da kuşlarınki kadar kolay olsa... İki tüy, bir dal, acık çalı çırpı...

Güzel telaşlar bunlar gerçi. Ama soğukkanlı ve sakin olmak, en güzeli. Havaların sıcaklığı cinnet riskini artırıyor kafi derecede, burada yüreği ayran aşı gibi ferah ve de serin tutun. 

Evi tuttunuz diyelim… Duvarlar ne renk olsun, perdeler hangi tonda olsun, kim neye uysun? Fayanslar pandalı mı olsun koalalı mı? Ya koltuklar? Köşe? Kenar? Peki ya masa? Sandalye denen şey ne pahalıymış la! Oy oy…

Bu hengamede ev işleri biraz durulur gibi oluyor; hemmen davetiye ve nikah şekeri telaşı yetişiyor. Lavanta mı badem mi, at mı eşek mi? Kafaya tek tek düşen leblebiler gibi üşüşüyor bunlar insanın zihnine. Böyle upuzun bir katar gibi.

Bitmiyoor. Tam biter gibi oluyor, "Oy bi rahat nefes alak la" derken, hoop yok gelinlik, yok duvak, pabuç, çiçek, böcek… Saç, makyaj... Düğün nasıl olsun? Nikaha kim gelsin? Ya balayı? Kimi der Bali, kimi der Tayland. Hiçbiri çekmiyor ilgimi bu beylik yerlerden.

- Nalan, Nalan iyi misin? Dur bi kolonya koklatayım.
* Mahmut, Mahmut… Perdeler koltukla uydu mu, sandalye masaya kıydı mı, mikser beni çarptı mı, çamaşır makinesi banyoya sığdı mı?

İşin ilginci, herkesin her konuda en nadide fikirlere sahip olması… Herkes bir dekoratör, iç mimar yeminle. Perdeler somon, koltuklar leylak olmalı; o ona bu buna uymalı, kalanı öbürüne göz kırpmalı da bilmem ne... Valla sizin de evinizi göresim var, bakalım böyle ahkam kestiğiniz gibi mi dekore ettiniz? Sanırsın Como Gölü’nün kenarındaki villasının dekorasyonundan bahsediyor!

Yahu ev dediğin içinde senin ve sevgilinin kendini mutlu, rahat, huzurlu hissettiği yerdir. Yuva onlarla olur, bardakla çanakla değil. Ne perdelerin süsü, ne koltuğun püskülü…  Mühim olan içindekilerin gülen yüzü! (kafiyeye gel)

Hele böyle evlenince tek taş, 3. yılda 3 taş, 5. yılda 5 taş, ebeninkinde tam tur... Manyak mısınız? Bu ne pırlanta çılgınlığı? Kendinizi bunlarla mı değerli hissediyorsunuz?

Gençler, böyle tuzaklara düşmeyin! Lütfen ama!

Evet, mühim olan evin içindekiler ve orada yaşananlardır bana göre. Peeh! Ben tıkıyorum kulakları, açıyorum vericiyi sevdiceğe doğru. Onunla ikimiz nasıl istersek öyle yapıyoruz. Gerisi vız tırıs... Yardım etmek isteyenlere çok teşekkür ediyor, yanacıklarından öpüyorum. Sağolun var olun... Türk milleti evlenirken komple heyecan yapıyor, uzaktan görüyorum. Zincirleme reaksiyon. Dürt beni, dürteyim seni. Oysa gelinle damat takılıyor işte, sakin sakin; mis.

Yanımda oturan arkadaş, "Bülent Ersoy yine evleniyormuş yahu!" diye isyan etti. Hem de 19 yaşındaymış müstakbel damat. Kürdan yaparlar onu maazallah! Bilmiyorum uyandığımda yanımda görsem bu ulu şahsiyeti,  kekeme olurdum herhal... (Asparagas diyorlar, bak günahını aldık şimdi durduk yerde)

2 yorum:

  1. damat abi ne diyor damat abi?

    YanıtlaSil
  2. damat abi ne desin, "biz nasıl istersek öyle yapalım bi tanem" diyor.

    YanıtlaSil