Tamamı için.
Askerliğe karşı tepkin ne zaman başladı?
Çocukluğumdan beri diyebilirim. Çünkü ben kendimi bildim bileli, var olan dünyadan çok, olması gereken üzerine düşündüm. Bir takım değer yargılarım var. Bunlar kendimi bildim bileli vardı. Özgürlük gibi, adalet gibi, eşitlik gibi. Uzunca bir süre bu yargıları, mesela Müslümanlık içinde aradım. Birçok insan gibi.
Ortaokulda, kolejde okuyordum, koleje gelenler hep üst orta sınıf ailelerinin çocuklarıydı. Orda hayat, din dışı düzenlenmişti. O insanların yaşam tarzları öyleydi. Sahurda niye yemek çıkmıyor diye idareyle kavga ettiğimi hatırlıyorum.
O ruh hali bugün de devam ediyor. Hiçbir zaman disipline uymadım. Her zaman başım disiplin kurulları ile derde girdi. Doğru bulmadığım bir şeye, kurallar böyledir diye uymadım, çoğu zaman sessiz de kalmadım.
Kaç yaşındasın?
Şu anda 32 yaşındayım. Birisinin bana emir vermesine çok tepki duyuyorum. Aynı şekilde başka birine bir şey emretmeye de çok zorlanıyorum. Garsondan çay istemeye bile. Genelde şiddete yatkın olmayan bir kişiliğim var.
Bugüne kadar askere gitmemeyi nasıl başardın?
Sonuna kadar yasal olanakları kullandım. Bakaya suçundan mahkemeye verildim. Mahkemeye gitmeyerek ve adresimi değiştirerek mahkemeyi uzattım. Bu arada paralı askerlik hakkı çıktı, iki yıl da böyle geçti.
Neden paralı askerlik yapmadın, üç ayda kurtaracaktın?
Yaşamımda her zaman düşüncelerimle, davranışlarım arasında bu uyumu gözetmişimdir. Sonuçta benim askerliğe karşı çıkma nedenim; askerliğin zor ve uzun olmasından değil, çünkü ben bir doktorum, herkes bilir ki doktorlar zaten sıradan erler gibi bir askerlik yapmazlar, hayli rahat geçer. Tam tersine askerlik yapmayı reddetmek, bir doktor için yaşamını daha zor koşullarda sürdürmektir.
Benim karşı çıkışımın nedeni ahlaki. Bu açıdan paralı ya da parasız, uzun ya da kısa dönem benim için fark etmez. Orduya katılmak militarist aygıtın bir parçası olmak demektir. Bunun ahlaki sorumluluğunu üstlenmek istemiyorum.
Doktorum diyorsun ama doktorluk da yapmıyorsun?
Doktorluk yapmamamın birçok nedeni var. Bu nedenlerden biri şaşabilirsin belki ama militarizmle ilgili. Militarizm sadece orduyla sınırlı değil, toplumun bütün dokularına, bütün kurumlarına yayılmış. Zaten bütün kurumlar oluşurken, iç işleyişlerinde kışla yönetmeliklerini örnek almışlar. Okul, hastane de buna dahil. (Foucault bunu ayrıntılarıyla gösteriyor.) Bunun en belirgin göstergelerinden biri beyaz önlüktür. Üniforma her yerde aynı işlevi görür, insanları tek tipleştirmek, kişiliksizleştirmek, salt işlevini yapan robotlar haline dönüştürmek. Bana göre üniformanın rengi önemli değil. Haki ya da beyaz olabilir.
Biraz daha kendini anlatsana...
Erkek olarak iktidar doğmuş olmaktan başka, aslında eğitimim açısından da mutlu azınlık tabir edilen kesimdenim. Türkiye'nin en iyi okullarında okudum. Ortaokulu, Kadıköy Anadolu Lisesi'nde, liseyi Ankara Fen Lisesi'nde, üniversiteyi Hacettepe Tıp Fakültesi'nde okudum.
Belki megalomanlık ediyorum ama, isteseydim seçkinlerin arasında yerimi alabilirdim gibi geliyor. Ancak, yaşadığım ortamda her zaman eğreti durmuşumdur. Sonuçta devlet babanın onca para harcamasına rağmen ona nankörlük edip hep kendi içinde bulunduğum konum dahil haksızlığa karşı değişik tepkiler göstermişimdir. İşi sonunda ihanete kadar vardırdım.
Hiç doktorluk yapmadın mı?
Yaptım. Aç kaldığımda kaçak gece nöbetleri tuttum. Bu arada, eski kitapçılık, kafeterya işletmeciliği, çevirmenlik, dericilik, balıkçılık gibi çeşitli işlerde çalıştım. Şu sıralarda hasbel kader Sokak'a telif yazılar yazıyorum.
Pekiyi, siyasi kimliğin?
Lise yıllarından itibaren sosyalist harekete katıldım ve uzun bir sosyalist geçmişim var. Ama içinde olduğum yapıların da askeri olmadım. Hep çıbanbaşıydım. Daha sonra, sosyalizme eleştirel bakmaya başladım. Ve dünyayı değiştirmenin bilimsel yolu olamayacağı kanaatine vardım.
Fakat devrimci olmama yol açan sebepler aynen ortada duruyordu. Bireysel inisiyatiflere dayanan ahlaki yeni bir devrimciliği hem yaşamımda hem de düşünsel olarak tasarlamaya giriştim. Ve tarihi olarak bu olanağı anarşist gelenek içinde buldum. Kafanızda ne canlanır bilmiyorum ama kendimi anarşist olarak tanımlıyorum.
(...)
Çocukluğumdan beri diyebilirim. Çünkü ben kendimi bildim bileli, var olan dünyadan çok, olması gereken üzerine düşündüm. Bir takım değer yargılarım var. Bunlar kendimi bildim bileli vardı. Özgürlük gibi, adalet gibi, eşitlik gibi. Uzunca bir süre bu yargıları, mesela Müslümanlık içinde aradım. Birçok insan gibi.
Ortaokulda, kolejde okuyordum, koleje gelenler hep üst orta sınıf ailelerinin çocuklarıydı. Orda hayat, din dışı düzenlenmişti. O insanların yaşam tarzları öyleydi. Sahurda niye yemek çıkmıyor diye idareyle kavga ettiğimi hatırlıyorum.
O ruh hali bugün de devam ediyor. Hiçbir zaman disipline uymadım. Her zaman başım disiplin kurulları ile derde girdi. Doğru bulmadığım bir şeye, kurallar böyledir diye uymadım, çoğu zaman sessiz de kalmadım.
Kaç yaşındasın?
Şu anda 32 yaşındayım. Birisinin bana emir vermesine çok tepki duyuyorum. Aynı şekilde başka birine bir şey emretmeye de çok zorlanıyorum. Garsondan çay istemeye bile. Genelde şiddete yatkın olmayan bir kişiliğim var.
Bugüne kadar askere gitmemeyi nasıl başardın?
Sonuna kadar yasal olanakları kullandım. Bakaya suçundan mahkemeye verildim. Mahkemeye gitmeyerek ve adresimi değiştirerek mahkemeyi uzattım. Bu arada paralı askerlik hakkı çıktı, iki yıl da böyle geçti.
Neden paralı askerlik yapmadın, üç ayda kurtaracaktın?
Yaşamımda her zaman düşüncelerimle, davranışlarım arasında bu uyumu gözetmişimdir. Sonuçta benim askerliğe karşı çıkma nedenim; askerliğin zor ve uzun olmasından değil, çünkü ben bir doktorum, herkes bilir ki doktorlar zaten sıradan erler gibi bir askerlik yapmazlar, hayli rahat geçer. Tam tersine askerlik yapmayı reddetmek, bir doktor için yaşamını daha zor koşullarda sürdürmektir.
Benim karşı çıkışımın nedeni ahlaki. Bu açıdan paralı ya da parasız, uzun ya da kısa dönem benim için fark etmez. Orduya katılmak militarist aygıtın bir parçası olmak demektir. Bunun ahlaki sorumluluğunu üstlenmek istemiyorum.
Doktorum diyorsun ama doktorluk da yapmıyorsun?
Doktorluk yapmamamın birçok nedeni var. Bu nedenlerden biri şaşabilirsin belki ama militarizmle ilgili. Militarizm sadece orduyla sınırlı değil, toplumun bütün dokularına, bütün kurumlarına yayılmış. Zaten bütün kurumlar oluşurken, iç işleyişlerinde kışla yönetmeliklerini örnek almışlar. Okul, hastane de buna dahil. (Foucault bunu ayrıntılarıyla gösteriyor.) Bunun en belirgin göstergelerinden biri beyaz önlüktür. Üniforma her yerde aynı işlevi görür, insanları tek tipleştirmek, kişiliksizleştirmek, salt işlevini yapan robotlar haline dönüştürmek. Bana göre üniformanın rengi önemli değil. Haki ya da beyaz olabilir.
Biraz daha kendini anlatsana...
Erkek olarak iktidar doğmuş olmaktan başka, aslında eğitimim açısından da mutlu azınlık tabir edilen kesimdenim. Türkiye'nin en iyi okullarında okudum. Ortaokulu, Kadıköy Anadolu Lisesi'nde, liseyi Ankara Fen Lisesi'nde, üniversiteyi Hacettepe Tıp Fakültesi'nde okudum.
Belki megalomanlık ediyorum ama, isteseydim seçkinlerin arasında yerimi alabilirdim gibi geliyor. Ancak, yaşadığım ortamda her zaman eğreti durmuşumdur. Sonuçta devlet babanın onca para harcamasına rağmen ona nankörlük edip hep kendi içinde bulunduğum konum dahil haksızlığa karşı değişik tepkiler göstermişimdir. İşi sonunda ihanete kadar vardırdım.
Hiç doktorluk yapmadın mı?
Yaptım. Aç kaldığımda kaçak gece nöbetleri tuttum. Bu arada, eski kitapçılık, kafeterya işletmeciliği, çevirmenlik, dericilik, balıkçılık gibi çeşitli işlerde çalıştım. Şu sıralarda hasbel kader Sokak'a telif yazılar yazıyorum.
Pekiyi, siyasi kimliğin?
Lise yıllarından itibaren sosyalist harekete katıldım ve uzun bir sosyalist geçmişim var. Ama içinde olduğum yapıların da askeri olmadım. Hep çıbanbaşıydım. Daha sonra, sosyalizme eleştirel bakmaya başladım. Ve dünyayı değiştirmenin bilimsel yolu olamayacağı kanaatine vardım.
Fakat devrimci olmama yol açan sebepler aynen ortada duruyordu. Bireysel inisiyatiflere dayanan ahlaki yeni bir devrimciliği hem yaşamımda hem de düşünsel olarak tasarlamaya giriştim. Ve tarihi olarak bu olanağı anarşist gelenek içinde buldum. Kafanızda ne canlanır bilmiyorum ama kendimi anarşist olarak tanımlıyorum.
(...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder