2007'de 74 yaşında Alzheimer nedeniyle hayatını kaybeden ressam William Utermohlen'in Alzheimer'a yakalanmadan önce ve sonra çizdiği otoportreleri... Resimlerde hastalığın aşamaları açıkça belli. Gün be gün geri gidiyor Utermohlen.
Alzheimer, çok korktuğum hastalıklardan biri. İnsanın fiziksel ve psikolojik anlamda böyle gerilemesi feci bir şey. "Iris" filmini izleyenler hatırlayacaktır.
En alttaki videoda, ressamın eşi Patricia Utermohlen ile yapılmış bir röportaj da yer alıyor.
Korkunu paylaşıyorum verba volant. Zihnin yok olup gitmesi korkunç...
YanıtlaSilKorkunç gdeğil mi? "Iris" filminde, eskiden en yakın dostu olan kelimelerinin yazarı bırakıp gitmesi çok fenaydı... Çocuklaşıyor insan, ne zor bir şey. Ve elden pek bir şey gelmiyor ne yazık ki.
Silkişinin başına gelenler elbet kıyas kabul etmez ama bakan/yanında olan kişiler için durum daha zor... hastada bir süre sonra bilinç gittiği için farkındalık kayboluyor ancak yanındakiler durumun her dakikasına şahit oluyor... filmi izlemedim lakin yaşanmışlıkların bana gösterdiği bu...
YanıtlaSilben unuturum, hatırlatsana filmi izliim bi ara ;)
kaç sene önce bir doktorla röportaj yapmıştım alzheimer hakkında, çok moralim bozularak ve dehşet içinde çıkmıştım adamın yanından. nöronlardan, temassızlıktan filan söz etmişti. en son bir büyük yengemize alzheimer teşhisi kondu, kadının ışığı sönmüş. o kadar hareketli, bıcır bıcır bir kadındı. durgunlaştı, geçenlerde beni tanımadı, "kim bu, pek hanım bi kız" filan dedi.
Silyavaş yavaş her şeyi yapmayı unutuyor/yapma yetisini kaybediyor hasta; en son nasıl giyindiğine, nasıl yemek yiyip yuttuğuna, nefes aldığına geliyor sıra... kesinlikle yalnız bırakılamaz hale geliyor. kendi içine hapsoluyor, farkında olmuyor evet. bakan kişi/hasta yakını için psikolojik destek şart zaten.
filmi hatırlatırım tabii, hatta bakayım dvd'si var mı ;)