16 Aralık 2013 Pazartesi

Gıcık pazartesi

Öyle bir pazartesi ki, kendimi alttaki resimdeki gibi hissediyorum. Ama eşeğin mi yoksa kardanadamın mı yerindeyim, onu daha tam kestiremedim. Burnu kaptırdım, o kesin. Ama bir eşeklik de söz konusu sanki hafiften...

Kaynak: Haysev
Şahane (!) bir hafta olacağı belliydi ama, bu kadar da insafsızlık olmaz ki... Dörtken tek editöre düştük. Şöyle ki; biri çıkarıldı, biri ayrıldı, biri yurtdışı tatiline gitti. Kalanı da (bu durumda ben oluyorum) "Huni bana huni bana!" dedi.

Ayrıca öğle yemeği saatine konan ve saat 4'e kadar süren, bitmeyen toplantılardan da nefret ediyorum. Yöneticiler tercih ediyor olabilir ama serumla beslenme, sevdiğim bir yeme türü değil. Bu şekilde çalışılmaz, insaf!

Neyse, sayısalla piyangoya devam edeyim ben, böyle olmayacak bu. Eve gidebilirsem eğer, pazar gazetelerinin kalan eklerini okurum belki. Merak ettim, Ayşe Arman herrr yeni kitabı çıktığında Elif Şafak'la sayfalarrrca röportaj yapmaktan bıkmadı mı? Hayır, ben bıktım ve okumadan geçiyorum; gına geldi. Ayh! Merak eden varsa, röportajın linki şurada. Başlığı bile iç kıyıcı. Her kitap için ayrı imaj saçmalığına hiç girmeyeyim, son beyin hücrelerim lazım daha bana; zira ofiste akşam uzun.

4 yorum:

  1. ooo atar gelmiş ama çok geç farketmişim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. off sorma ya, çok fena bir gündü. atar atar... böyle dumanlar çıktı kulaklarımdan. müdüreler klasik ama elif şafak da hakkaten çok sinir bozucu değil mi :P

      Sil
    2. iki hatunu da okumuyorum ki... ama hatrına okiim bakiim bozulcak mı sinirler :)

      Sil
    3. hafta sonu eklerine bakarken gördüm ben, sayfayı sinirle çevirivermişim! bi tek kızıl saçlı fotoğrafını gördüm o kadar :) okuma tabii, körler-sağırlar birbirini ağırlar amaan... sinir bozmak için i.m.g. oku tiwitter'dan :)

      Sil