2 Mayıs 2010 Pazar

Mari Gerekmezyan

Eskilerden bir yazı daha, eski defterler açıldı bu gece.

"karadutum, çatal karam, çingenem
daha nem olacaktın bir tanem
gülen ayvam, ağlayan narımsın
kadınım, kısrağım, karımsın..."
...
Burada bir kısmını alıntıladığım, ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun bu ünlü şiirine konu olan kadının, "kadınım, karımsın" dediği kişinin eşi Eren Eyüboğlu olduğu sanılır bir dönem. Oysa değildir. Bedri Rahmi'nin bu şiirine de, birçok tablosuna da konu olan kişi; deli gibi tutulup âşık olduğu sevgilisi Mari Gerekmezyan'dır.

 

Esmer güzeli Ermeni Mari, iyi bir ailenin kızıdır ve 1940’lı yıllarda Bedri Rahmi'nin asistan olduğu Güzel Sanatlar Akademisi Heykel bölümüne misafir öğrenci sıfatıyla gelir. Etkilendiği Bedri Rahmi'nin bir büstünü yapar, Bedri Rahmi de Mari'nin portrelerini çizer, onun için şiirler yazar. Ressamın "At üstünde aşıklar" tablosunda, at üstündeki iki çıplak âşıktan erkek olan Bedri Rahmi, saçları rüzgarda savrulan, terkisindeki kadın ise Mari'dir.



Bedri Rahmi'nin sanatı da, Mari'ye olan aşkı ve tutkusuyla yükselişe geçer. İlham perisi Mari'dir artık. Ancak Mari 1946’da tüberküloz menenjit hastalığına yakalanır. Savaş sonrası ilaç çok pahalıdır ve bulunması zordur. Sevgilisinin iyileşmesi için lazım olan antibiyotiği bulmak için Bedri Rahmi, tablolarını yok pahasına satmaya başlar. 

Ama hiçbir çaba sonuç vermez ve Mari Gerekmezyan, 32 yaşında bu hastalıktan hayatını kaybeder. Bedri Rahmi bu ölümle yıkılır, kendini alkole vurur. "Türküler bitti/ halaylar durdu/ horonlar durdu/
hüzün geldi baş köşeye kuruldu/yoruldu yüreğim, yoruldu." şiirini kaleme alır.

Sevgilisini toprağa verdikten sonra perişan halde eve gider, işin ilginci yine eşi Eren onu teselli eder. Mari'ye aşkı hiç bitmez. Onu karısından fazla sevdiği söylenir hep.

Öyle bir  aşktır ki bu, Mari'nin büstü yıllarca Eren-Bedri çiftinin evinin başköşesinde durur. Ama Eren de o kadar aşıktır ki Bedri'ye, bu duruma bir şey diyemez. Ama Mari'nin ölümünden 3 yıl sonra bir toplantıda "Karam" şiirini okurken Bedri'nin ağlaması üzerine, toplantıyı terk ederek oğlunu alıp Paris'e gider. Sonra Bedri'yi affeder ve 1974'te, şairin ölümüne dek birlikte olurlar. 

Böyle aşklar var mıymış? Ne aşkmış, Bedri Rahmi'nin oğlu ve karısı bile şapka çıkarmış. Yıllar önce vapurda rastladığım bir arkaşım anlatmıştı Mari'nin hikayesini. Bununla ilgili bir kitap hazırlıyordu. Umarım tamamlar da yayımlanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder