Bugün Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, kutlu olsun. Ayrıca bugün işe başlayalı tam 1 ay olmuş. Zaman çabuk geçiyor. Lakin evden market alışverişi dışında çıkmayı düşünmüyorum. Zira evi toparlayıp ütü yapmam ve bir şeyler alıp yemek pişirmem gerekiyor esteban. Aklımda enginar var, hadi hayırlısı... O kadar zor geldi ki kalkmak, 1 gibi sökebildim kendimi yataktan. 23 Nisan'da bir arkadaşın doğumgünüydü, trafikten gidememiştim; bugün de bir başkasının. Ama bir yere çıkacağımı hiç sanmıyorum, zaten akşama annem geliyor. Evi temizlemek elzem yani!
Dream TV'de Black Sabbath ve Dio şarkıları, vay vay... Duygulandım. Güle güle Ronnie... Vee işte Holy Diver! İnsan hafızası ne acayip. Bir koku ya da bir şarkı bir anda yıllar öncesine götürüyor. Görüntüsü, sesleri, her şeyiyle... Şu anda, tam şu anda İzmir'e, 1994-1995 yıllarına, Kordon'daki Rainbow günlerine gittim. Uzun, gür saçlar, eğlenceli Cumartesiler, insanla dolu Kordon bankları, tıklım tıklım ama herkesin tanıdık olduğu Rainbow ve Denizatı, çalan enfes şarkılar, tasasız gibi görünen ergenlik günleri...
Lakabı Rush olan bir adam vardı mesela, adı Raşit'ti galiba, Hukuk okuyordu ve iki eli de kancaydı. Ağır abiydi, tuhaf bir karizması ve ürkütücü bir yanı vardı. Yıllar sonra İstanbul'da rastladım ona, kafamda yer etmiş demek. Düşünüyorum da, daha mı hafifti bir şeyler o zaman, daha mı çok arkadaşımız vardı, daha mı gamsız ve neşeliydik, daha mı mutluyduk acaba?
Gazetedeki şu haber beni güldürdü.
Hayatımda hiç yapboz, puzzle neyse işte, yapmadım. Hiç o kadar sabrım olmadı. Hele aylarca o ortada duracak darmadağın filan, bir tek parça için kıvranacağım, hiç dayanamam. Adamcağız 8 yıl uğraşmış, bir parça eksik kalmış. O seri artık üretilmiyormuş da, yazık...
Eskiden ders çalışmamak ya da ders çalışmayı geciktirmek için bir sürü oyalanma taktiği icat etmem gibi, şimdi aynı şeyi ütü yapmamak için yapıyorum. Geciktirmek için uğraşsam da kaçış yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder