Yahu herkese bir aşırı romantizm hastalığı, delice bir evlilik merakı gelmiş. Romantik komedileri ciddiye almaktan kelli delice bir ilk görüşte aşk, ikinci görüşte evlilik hayalleri kurmaktır gidiyor bazılarında. Bugün sünnet yarın deniz hesabı. "Ay Hamdi bana çiçek aldııııııı", "Baak Necati'nin aldığı tek taş ne güzeeeeel" Yahu bıraksanıza bunları! Tek taşmış, çiçekmiş, Vera Wang gelinlikmiş, Bahamalar'da balayıymış, bunları geçelim. Tortop attığı çoraplar yastığın altından çıkınca, hark hurk yapınca da sevecek misin adamı? O çok yakışıklı diye evlendiğin adamı kulaklarından kıllar çıkınca da sevecek misin? Hayat bazıları için gerçekten Sex and The City dizisindeki gibi geçiyor galiba.
Daha cicim aylarındayken danışmanlara taşınmayın sonra! Nineler diyor işte, karşılıklı saygı ve güven. Hem kendine hem karşındakine. Kafelerde, muhallebicilerde buluşmaktan sıkılıp birbirini tanımadan evlenince sonuç cacık oluyor, uyandırayım! Birlikte yolculuğa ya da tatile çıkmak bile çok şey anlatıyor bir insan hakkında. Gerçekten herkesin zırhı çok sağlam ve herkeste inanılmaz maskeler var, öyle iyi saklanıyorlar ki. Venedik'teki festival halt etmiş. Ha diyeceksin ki, sen evlendin de mi bıdı bıdı konuşuyorsun düdük? Yok evlenmedim ama bunları anlamak için 5 koca eskitmeye gerek yok. Gözlemlemek yetiyor bazen. Elbette şans da etkili. Görüyorsun, hissediyorsun, üzülüyorsun ama elinden bir şey gelmiyor, "Karıyla koca arasına girilmez" deyip susuyorsun. Napacaksın, zorla evlenmediler ya! Kıskanıyor muyum? Yok be, böylesini değil. Valla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder