2 Ekim 2012 Salı

Don't Leave Me

İşyerindeki birçok şeye katlanabildiğimi fark ettim bugün. Şaşırma ya da sinirlenme eşiğim hayli yükseldi sanırım. "Titiz ve dikkatlisin, o yüzden işleri sana veriyoruz, buna sevinmen lazım" gibi bir cümleye bile gülerek cevap verebildim geçen gün. Benimle aynı işi yapan insanların sahip olması gereken özellikler titizlik ve dikkat, bana özel bir lütuf değil. Diğerleri de öyle olmak zorunda zaten.  

Umursamaz oldum. Sadece yazın tatil yapılabileceğini düşünen insanlar var etrafımda. Kendime ayırabildiğim her boşluğu tatil olarak nitelendiriyorum. Kafayı dinleyebildiğim, sevdiğim insanları görebildiğim herhangi bir zaman dilimi kafi benim için. Ama değişik yerler görmek de hoş bir fikir. İşyerinde gereken yerde bir şeyler diyor, akabinde gülüp geçiyorum. Artık günübirlik şehirdışı seyahatlere bile turistik gezi muamelesi yapıyorum. Aspava?

Onun dışında Postcrossing'i zamansızlıktan ötürü biraz boşladım bu ara, Rusya'daki çocuğa ayıp oldu; söz, yazacağım kartını bu akşam Konstantin. Yarın da bisikletli beyden rica edeceğim postaneye götürüp yollaması için. Sahaf festivalinden aldığım kartlar da bir yerlere ulaşsın istiyorum.

Salı şarkısı Regina Spector'dan gelsin. Evdeki zamanlar böyle olur mu ki?


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder