Geçenlerde eski Perili Köşk, yeni müze olan Borusan Holding binasını gezen bir arkadaşım, anlata anlata bitiremedi.
Türkiye'nin ilk ofis müzesi Borusan Contemporary, tez vakitte görülecek yerler listemize Salt İstanbul ile birlikte eklendi.
Basında yayımlanmış şöyle bir yazıya da göz atabilirsiniz, bir de buna.
Türkiye’nin ilk ofis müzesi Borusan Contemporary
Rumelihisarı’nın en özel binalarından biri olan, uzun bir restorasyon serüveninin ardından beş yıl önce kapılarını Borusan Holding yönetim merkezi olarak açan Yusuf Ziya Paşa Köşkü, Borusan Contemporary adıyla ofis müzeye dönüştürüldü.
Borusan Contemporary’nin misyonunu “Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu‘nu toplumla paylaşmak ve Türkiye’de çağdaş sanata olan ilgiyi artırmak” olarak özetleyen Borusan Holding’in patronu Ahmet Kocabıyık’a göre dünyada çağdaş sanat alanında başka bir ofis müze yok. Binanın eserler hariç iç dönüşümü 1 milyon dolara mal olmuş.
Ahmet Kocabıyık, Uluslararası Kurumsal Çağdaş Sanat Koleksiyonları Birliği’nin Türkiye’deki ilk ve tek üyesi olan Borusan Koleksiyonu’nu oluşturmaya 20 yıl önce başlamış. Son sekiz yıldır da uluslararası sanatçıların yapıtlarını alıyor. “Koleksiyonerlik bir tutku ve zaman içinde insanın zevkleri de değişiyor” diyen Ahmet Kocabıyık, yapıt satın alırken danışmanlık alsa da seçimlerini mutlaka kendi yapıyor. “Koleksiyonunuzu tek başınıza yapmayın, profesyonel destek alın” uyarılarına hiç kulak asmadan.
Biri bizi gözetliyor
Ahmet Kocabıyık holding yönetimine müze kararını açıkladığında Borusan Holding CEO’su Agah Uğur’un Ahmet Bey’den tek bir isteği olmuş: “Binanın yüzde 51 ofis, yüzde 49’u sanata ait olsun.” Çünkü bir ofisin müze olması hiç kolay bir durum değil. Ofiste çalışan 70 kişinin başkan ve CEO dâhil odalarında her anı kayıt eden kameralar var. Ve çalışanların masalarını duvarlarını istedikleri gibi süsleme, kendilerine ait objeler koyma hakları yok. Cuma akşamları masalarını düzenlemeleri, kâğıt kullanımını en aza indirgemeleri gerekiyor.
Gelir, gençlere burs olacak
Ama yine de karar aşamasında tüm çalışanların fikri alınırken çoğunluk ‘ofis müze’ ortamında çalışacak olmaktan büyük heyecan duyduğunu belirtmiş. Zaten büyük bir bölümü de haftasonları ofis müzenin tanıtımı için gönüllü olarak çalışmaya karar vermiş. Ofis müzeyi dolaşacak ziyaretçilerin de diğer müzelere oranla dolaşırken çok sakin ve sessiz olması gerekiyor. Çünkü ofiste hafta sonları da çalışanlar da bulunuyor.
Sadece haftasonları ‘Borusan Contemporary Müzesi’ olarak hizmet verecek binanın ofislerinde, toplantı odalarında koleksiyondan parçalar sergileniyor. Geçici sergiler için de ayrı galeri alanları yapılmış. Müzeye giriş ekim başından itibaren 10 TL olması ve toplanan paraların genç Türk sanatçıları destekleyen ‘Art Center’a ve müzik öğrencileri burslarına kullanılması planlanıyor.
600’e yakın eserin yer aldığı Borusan Koleksiyonu’ndaki eserler arasında Jim Dine, Donald Judd ve Sol LeWitt’in işlerinin baskıları; Brigitte Kowanz, Keith Sonnier, François Morellet ve Doug Aitken’in ışık yerleştirmeleri; Peter Zimmermann, Gerwald Rockenschaub ve Markus Linnenbrink’in tabloları; Liam Gillick, Beat Zoderer ve Martin Walde’nin heykelleri yer alıyor. Yeni medya alanında Zimoun, Rafael Lozano-Hemmer, U-Ram Choe, Daniel Rozin ve Daniel Canogar’ın eserleri öne çıkıyor. Video sanatı alanında ise Monika Bravo, Marina Zurkow, Kutluğ Ataman ve Manfred Mohr gibi isimler var.
Koleksiyonda Türk modern sanatını da Abdurrahman Öztoprak’tan Bülent Evren’e, Ekrem Yalçındağ’dan Ardan Özmenoğlu’na, Erol Akyavaş’tan Nuri Bilge Ceylan’a kadar çeşitli sanatçıların eserleri temsil ediyor.
Ayşe Erkmen, Peter Kogler, Ekrem Yalçındağ ve Jerry Zenuik’in yapıtları da Perili Köşk için özel olarak hazırlanmış, mekânın ruhundan, işlevinden etkilenerek yaratılmış işler.
Borusan Holding’in, ofis müze dışında çağdaş sanatla ilgili yeni hedefleri de var. 2020 yılına dek bambaşka bir müzecilik anlayışını yerleştirmek istiyorlar. Asım Kocabıyık’ın ilk göz ağrısı holdingin Fındıklı Binası ise yeni bir çağdaş sanat müzesi olacak.
Perili Köşk’ün öyküsü
Yusuf Ziya Paşa Köşkü’nün yapımına 1910’lu yıllarda başlandı. Paşanın 1926’ ölümünden sonra aile 1993 yılına kadar köşkte oturdu. Yarım kalan inşaat nedeniyle tamamlanamayan ve boş kalan ikinci ve üçüncü katlar yüzünden bina çevrede Perili Köşk diye anılmaya başlandı. Köşk, 1993 yılında müteahhit Basri Erdoğan’a satıldı.
Yapının restorasyonu 1995-2000 yılları arasında mimar Hakan Kıran tarafından gerçekleştirildi. 10 katlı yapı, bir yanda Karadeniz, diğer yanda ise Marmara Denizi açılımını görüyor. Faaliyetlerini 19 Şubat 2007 yılından itibaren Perili Köşk’te sürdüren Borusan Holding, köşkü 2030 yılı sonuna kadar kiraladı.
Sergiler 11 Aralık’a kadar açık
Dün basına gezdirilen ofis müze Borusan Contemporary, 17 Ekim’den itibaren halka açılıyor. Borusan Koleksiyonu’ndan seçilen eserleri içeren ‘Segment #1’ sergisinin küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez üstleniyor. ‘Yedi Yeni İş’ sergisinin küratörü ise Mario Codognato ve Sylvia Kouvali. Her iki sergi de 11 Aralık’a kadar görülebilecek. Müzeye giriş 10 lira olacak, elde edilen gelir ise gençlere burs olarak geri dönecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder