22 Mart 2010 Pazartesi

Savaş baltaları


Hayatta yanılarak, düşe kalka, kazık yiyerek öğreniyoruz birçok şeyi, ama en çok da bu yüzden yitiriyoruz içimizdeki iyiliklerin çoğunu. Güvenmeyi, iyi niyetli olmayı, paranoyaklaşmamayı, önyargısız olmayı, intikama kendini kaptırmamayı... İşte bunları kaybediyoruz güvenimizi kötüye kullananlar, düştükçe düşenler, ucuz hesapçılar yüzünden. Onlar yüzünden içimiz hınçla doluyor, onların yaptıkları yüzünden kendimizi/hakkımızı savunmaktan fazlasını yapıp intikam peşine düşüyoruz. Kötü bir öğrenme şekli bu kazık yemek. İyi, düzgün, sakin olmaya çalıştıkça salak zannedilmek sinirlendiriyor bizi. Sinirlendikçe de uykularımız kaçıyor, huzursuzluk içimizi kemiriyor. Bu kadar zor olmamalı. Bu kadar ucuz, bayağı...

İlla bir tümsek çıkacak değil mi, illa sınırlar/sinirler zorlanacak, sabırtaşı çatlayacak, kazık atmak için elden ne gelirse yapılacak. Sessizlik, efendilik, yol yordam bilmek enayilik sanılacak illa; 'ensesine vurursak lokmasıyla birlikte ümüğü de düşer' sanılacak. İntikam için cesaret istiyorsunuz, sabır yetmedi. Peki... Savaş baltaları çıksın madem. Gemiler yakılsın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder